Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
04/04/2019

Berlin çıkışlı rap ustası Fuat Ergin, 10 yıl sonra Omurga ile döndü

Türkçe rap’in emektar isimlerinden Fuat, 10 yıl gibi oldukça uzun bir aranın ardından yeni solo albümü Onurga’yı tüm dijital platformlarda yayınladı. 

Omurga sahibi olmak veya omurgasızlık sana neler ifade ediyor?
Hayatta emin olduğun, uğruna her sıkıntıya göğüs gerdiğin ve savaştığın bazı değerler vardır. Omurgalı olmak bunların arkasında durabilmektir. Öyle bir gecede değişemezsin. Koşullar nasıl olursa olsun belli bir duruşun olmalıdır. Mesela Türkiye’de insanların bir konu veya bir kişi hakkında kendi bağımsız fikirlerinin olabilmesinin dahi omurga gerektiren bir durum olduğunu düşünüyorum.

10 yıllık ara -özellikle de ülkemiz müzik camiasında- adeta tası tarağı toplayıp dükkanı kapatmak demektir. Bu uzun aranın sebebi neydi?
Hip hop kültürüyle 1988 yılında tanıştım. 1992’den bu yana da bu müzik üretiyor, müziğimle insanlara dokunuyor, çocuklarla ve gençlerle rap workshoplar’ı gerçekleştiriyor ve albümler yapıyorum. Bu 10 yıllık süre zarfında da pek çok çağdaş sanatçıyla çalıştım. Mesela işitme engelli çocuklarla rap yaptığımız ‘Eller Konuşur’ projesini hayata geçirdik. Film, dizi ve reklam müziği yaptım. Maalesef albüm çıkışını geciktiren çok fazla talihsizlik yaşandı. Fakat dediğim gibi ben hiç boş durmadım. Günün sonunda da doğru insanlarla tanışmam bu albümün çıkışına ivme kazandırdı. “Omurga 2” yayınlandıktan sonra bir EP de yayınlayacağız mesela. Sağ olsunlar, çalışma arkadaşlarım beni üretmek konusunda da fazlasıyla motive ediyor. Doğru zaman artık her an her zaman.
 


Albümün bir de dinlemediğimiz ikinci yarısı var, bu ayrımın sebebi ne?
Dijital platformda birlikte yürüdüğümüz partnerimizin tavsiyesi sonunda albümü ikiye bölmeye karar verdik. 24 şarkının tek seferde yayınlanmaması gerektiğine bizi ikna ettiler. Böylece albüm daha geniş bir zaman diliminde dinleyiciyle buluşmuş olacak. Ayrıca albümün ilk bölümünün daha sindirilerek dinlenmesini de ağlamış olduk. Kalan 12 şarkı da “Omurga 2” olarak en kısa zamanda tüm dijital platformlarda yerini alacak.

Türkçe hip hop son yıllarda ana akım kitleyle adeta kucaklaştı; sen kendi pencerenden bu kucaklaşmayı nasıl değerlendiriyorsun?
Dünyadaki modanın bir uzantısı Türkiye’de de yaşanıyor. Bazı konserlere gittim ve dikkatle izleyicileri izledim. Açıkçası hip hop kültürünün bir parçası olan pek kişi göremedim. Rap müzik popüler kültürün içine akmış ya da pop dinleyenler rap’e sarmış diyebiliriz. Nicelik liriklerle gün yüzüne çıkar. Yüzde yüzlük bir genelleme olmasa da zihin kapasitesi ne denli düşükse, kitle de o oranda büyük oluyor. Tabii çok kaliteli işler yapan kardeşlerim de var, onları ayrı tutarım. 




Herkes sokağın sesi olmanın ve sokağın hikayesini anlatmanın peşinde; ancak sen salt sokağın mücadelesini değil, aydınlık Türkiye'nin vermesi gereken mücadeleye de ışık tutuyorsun. Kalemine en çok ne ilham veriyor?
Çok güzel soru, teşekkür ederim. Her şeyden önce evrensel düşünmeye çalışıyorum. O sokağı anlatmak isteyenler, hiç sokaklarda köprü altlarında yatmak, uyanmak veya doymak zorunda kaldılar mı acaba? Bana tüm galaksi ilham verir. Dünyevi sorunlar çok anlamsız aslında. İnsanlık kafa kafaya verip bu galaksinin dışına çıkamazsa tüm edinimleri yok olacak. Dünya manyetik alanını günbegün kaybediyor, bu durumlar seni ilgilendirmiyorsa yarım kalplisindir.

Şarkı sözlerinde dilin temiz ancak keskinliğinden hiçbir şey yitirmiyor. Hip hop liriklerinde argo kullanımı hakkında ne düşünüyorsun ve kendi sözlerindeki nokta atışı performansını nelere borçlusun?
Neyzen Tevfik, ‘Küfür dilin cilasıdır’ der. Akıllıca kullandığında nokta atışıdır, asla vazgeçmem. Babamın ve annemin hazır cevaplılığı, keskin zekaları ve benim nispeten yaşı yüksek insanların çocuğu olmam kanımca küfüre bakış açımda büyük etken oldu. Ahlaksız bir insan olduğum için küfür etmiyorum. Bu benim özgürlüğüm. Bunu yapabilme lüksü bile benim müziğimle ilişkimi tanımlıyor. Rap özgürlüktür deyip ergen bunalımı şiirler yazmayı ben anlamsız buluyorum.