Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
FİLM
01/08/2019

Daha hızlı, daha öfkeli: Hızlı ve Öfkeli: Hobbs ve Shaw

Tüm zamanların en yüksek gişe hasılatına sahip film serilerinden olan Fast & Furious, seriden ayrı çekilen ilk spin-off filmi Hızlı ve Öfkeli: Hobbs ve Shaw ile gazı köklemeye hazırlanıyor. 


2001 yılında vizyona giren bir aksiyon filminin tüm dünyaya yayılacak bir fenomene dönüşeceğini kim bilebilirdi? Vin Diesel, Paul Walker ve Michelle Rodriguez’in başrollerini paylaştığı The Fast & The Furious, inanılmaz klişe bir hikaye anlatıyor olmasına rağmen seyirciyle çok ilginç bir bağ kurmuş ve gösterime girdiği yıl önemli sayılabilecek bir gişe başarısına imza atmıştı. Vin Diesel’ın başrolde oynamayı reddettiği ikinci film ve tüm kadrosu ve hatta hikayesi sıfırdan kurulan Tokyo Drift adlı üçüncü filmiyle bu seri için umut ışığı aslında tükenmişti. Fakat Vin Diesel’ın hem oyuncu hem de yapımcı olarak seriye dönmesi her şeyi kökten değiştirdi.

 

Fast & Furious serisi, Vin Diesel’ın dönüşüyle birlikte adeta şahlandı. Başarılı devam filmleriyle hızla yükselişe geçen seride her şey tıkırında giderken başrol oyuncularından Paul Walker’ın trafik kazası sonucu hayata veda etmesi tüm dengeleri yerinden oynatmıştı. Vin Diesel’ın filmde canlandırdığı Dominic Toretto’nun her zaman vurguladığı aile birliği adeta global bir aile toplantısına dönüşmüş ve Paul Walker’ın son filmi olan Furious 7 gişe rekorları kırmıştı. Her yeni filmle F&F ailesi de genişliyor ve aralarına yeni isimler katılıyordu. İşte bu renkli karakterler arasından parlayan iki ismi olan Luke Hobbs ve Deckard Shaw, kendi filmleriyle yepyeni bir maceraya atılmanın heyecanını yaşayacaklar.
 


Dwayne Johnson (Hobbs) ve Jason Statham’ın (Shaw) başrolleri paylaşacağı bu iddialı filmde kendilerine müthiş bir kadro eşlik edecek. Son yıllarda İngiltere’den Hollywood’a transfer olan en klas isimlerden biri Idris Elba’dır bildiğiniz gibi. Milyonlarca izleyicinin The Wire ve Luther gibi dizilerden tanıdığı Elba, bu filmin kötü karakteri Brixton Lore olarak karşımıza çıkacak. Lore, genetik mühendisliğini son sistem teknolojiyle birleştirerek kendini adeta bir süper kahramana dönüştüren, ölümcül bir tehdit olarak kahramanlarımızın karşısına dikilecek. The Crown dizisiyle ünlenen güzeller güzeli Vanessa Kirby de Deckard Shaw’un kız kardeşi Hattie Shaw rolüyle kadroya dahil olmuş. Shaw kardeşleri bulmuşken, anneleri Magdalene Shaw olmadan takım tamamlanmaz diyerek Helen Mirren’ı da bu renkli ekibe yeniden dahil etmişler. Tıpkı Dwayne Johnson gibi profesyonel güreşçi olan Roman Reigns de Mateo Hobbs rolüyle bu kadroya dahil olmuş. Anlayacağınız bu çılgın aksiyon filminde “aile” teması ikiye katlanmış bir biçimde devam edecek.


Dominic Toretto'nun Cipher adlı organizasyonu çökertmesine yardım ettikten sonra kendi yollarına giden Hobbs ve Shaw'un bir daha karşılaşmak akıllarının ucundan bile geçmemiştir. Hobbs, DSS'teki ajanlık görevine dönerken bir yandan da kızıyla yaşadığı sorunlu ilişkiyi onarmaya çalışmaktadır. Deckard ise, annesi Magdalene'in ısrarı üzerine MI6'te gizli ajan olarak çalışan kız kardeşi Hattie'ye yardım etmek için Londra'ya gider. Eski bir MI6 ajanı olan Brixton Lore, nükleer silahların peşine düşüp dünyayı yerle bir etmeye kafayı koyunca Hobbs ve Shaw aileleri güçlerini birleştirerek bu çılgın suçlunun peşine düşerler.


Filmin yönetmen koltuğu, son yılların gözde aksiyon yönetmeni David Leitch’e emanet. John Wick, Atomic Blonde ve Deadpool 2 gibi çok ses getirmiş olan filmleri yöneten Leitch, fragmanlardan gördüğümüz kadarıyla aksiyonun gazını absürt ölçekte köklemişe benziyor. Hobbs ve Shaw’un çekişmelerini hemen hemen her sahneye ustaca yedirdiği anlaşılan Leitch’in anlaşılan bu filme giden tüm seyircileri hem aksiyonla sarsmak hem de kahkahalara boğmak gibi bir niyeti var. Bugüne dek beş milyar doları aşkın gişe yapmış olan Fast & Furious serisi, bakalım ilk spin-off denemesiyle seyirciyi salonlara çekmeyi başarabilecek mi?