Kerim Çaplı'nın Kayıp albümünü oğlu Ahmet Çaplı anlatıyor
Türk müzik tarihinin önemli değerlerinden biri olan Kerim Çaplı’yı kaybetmemizin üzerinden 15 sene geçti. Çaplı'nın arşivlerden çıkan kayıtlarından oluşan ilk ve tek albümü Kayıp'ı oğlu Ahmet Çaplı’dan dinledik.
Müzik hayatına 30 yaşına dek yaşadığı Amerika’da başlayan; The Monkees ve Jimmy Hendrix başta olmak üzere birçok efsane grup ve müzisyenle çalan Kerim Çaplı, müthiş bir müzisyendi. 2004’te beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrılan Çaplı’nın Erekli Stüdyosu’nda kaydettiği bir demonun varlığı uzun süredir biliniyordu. Hatta bu şarkıları ilk kez Blue Blues Band’in efsanevi isimleri Kerim Çaplı ile Yavuz Çetin anısına yapılan Blue belgesinde dinleme fırsatı bulmuştuk. İçinde beş İngilizce, bir enstrümantal ve iki Türkçe parçanın yer aldığı albüm, Kerim Çaplı Project Kayıp adıyla kısa süre önce müzikseverlerle buluştu. Bu çok özel albümünün hikayesini oğlu Ahmet Çaplı’dan dinledik.
Bir Kerim Çaplı albümünün proje yürütücülüğünü üstlenme sorumluluğunu tarif etmeni istesek neler anlatırdın?
Kesinlikle çok değişik bir duygu ve sanıyorum Türk müzik tarihinde çok da alışılagelmiş bir durum değil. Deha bir müzisyen, henüz 4 yaşındayken ayrılmış ve onu hiç tanımamış oğlu, babasının ölümünden sonra ortaya çıkan kayıtlar ve çok önemli müzisyenlerle henüz profesyonel müzik kariyerinin başında sıra dışı bir çalışma... Ölümünden bu yana bir gün yayınlanması hayalini kurduğum bu albümü, onu tanıyan ve tanımayan tüm müzikseverlere ulaştırmaktan dolayı kendimi şanslı hissediyorum. Tabii ki hiç kolay olmadı. Bir yılı aşkın süre hiç vazgeçmeden ve tam konsantrasyonla hareket etmeye çalıştım. Buna bir de hiç tanıyamadığım ama yıllardan beri özlemini duyduğum ve bir şekilde onu yanımda hissettiğim babamla ilgili hassasiyetim de eklenince, bu albüm benim için adeta kutsal bir göreve dönüştü.
Bu sürpriz albümün kayıtları sana ilk nasıl ulaştı?
Babamla ilgili bir film üzerinde çalışan Selim Demirdelen, bazı demo kayıtlarının varlığından bahsetti. Hatta 90'lı yılların başında Erekli Stüdyosu’nda kaydedilmiş bu şarkıları, bir dönem Sunay Özgür ve İskender Paydaş da bir şekilde yayınlamak için uğraşmış. Bunu duyar duymaz tabii ki inanılmaz bir merak içinde albümü Sunay Özgür'den aldım ve büyük bir heyecanla dinlemeye koyuldum. O günü, o günkü hava durumunu, parçaların sırasını ve tam olarak hangi koltuğun üzerinde nasıl bir ruh haliyle dinlediğimi o kadar iyi hatırlıyorum ki... Bu neden önemliydi biliyor musunuz? Çünkü ben babamın muhteşem enstrüman yeteneğini, vokalini ve müzikal kalitesinin yanında ses tonunu ve konuşmasını da ilk kez orada duymuştum.
