Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
POP-KÜLTÜR
10/04/2019

Bir Banka Soygunu Komedisi oyununu başrol oyunları anlatıyor

Yapımcılığını BKM'nin, uygulayıcılığını Talimhane Tiyatrosu'nun üstlendiği “Bir Banka Soygunu Komedisi”, West End ve Broadway sahnelerini aratmayan prodüksiyonuyla izleyicileri kahkahaya boğuyor. 


İngiltere’de Oliver Ödülleri’nde, Türkiye’de Afife Jale Ödülleri’nde yılın komedisi ödülünü alan “Yoldan Çıkan Oyun”un yazarlarının kaleminden çıkan Bir Banka Soygunu Komedisi, ilgiyle izlenmeye devam ediyor.  Yapımcılığını BKM’nin uygulayıcılığını Talimhane Tiyatrosu’nun üstlendiği bu eğlenceli oyunu başrol oyuncularından Seren Şirince ve Bora Akkaş'la konuştuk


Oyunu sahneye koyan Talimhane Tiyatrosu ekibiyle nasıl bir araya geldiniz? 
Seren Şirince: Benim Talimhane Tiyatrosu ile tanışmam, aslında bu oyunun çok öncesine dayanıyor. Bu ekiple daha önce “Göl Kıyısı” adlı bir oyunu sahneye koymuştuk. Göl Kıyısı’nda birlikte rol aldığım arkadaşım Meltem Cumbul’un vasıtasıyla ekiple tanıştım ve ilişkimiz bugüne dek sürüyor.
Bora Akkaş: Ben bu oyunla birlikte Talimhane Tiyatrosu ekibiyle çalışma fırsatı buldum. “Annemin Yarası” filminde birlikte çalıştığım Mehmet Ergen’in vasıtasıyla bu ekiple tanıştım. Yönetmenimiz Lerzan Pamir’i uzun zamandır zaten tanıyordum. Bu ekiple de çalışmak istiyordum ve bu fırsat bu oyunla birlikte geldi.


Bir Banka Soygunu Komedisi, fazlasıyla fiziksel yeterliliğe ihtiyaç duyan bir oyun. Özellikle de ilk yarıdaki katlanan yatak sahnesi ve ikinci yarıdaki soygun, fiziksel anlamda da oyuncuyu zorlayan işler. Bu bölümlere nasıl hazırlandınız?
Bora Akkaş: Oyun boyunca fiziksel olarak da ciddi bir performans sergiliyoruz. Ben özel hayatımda da sporla ilgileniyorum ve oyun bana ilk teklif edildiğinde, bu fiziki yeterlilik gerektiren sahneler beni en çok heyecanlandıran yönlerinden biriydi. Oyun metnini okuduğumuz anda neyin içine girdiğimizi biliyorduk. Oyunun prova süreci yaklaşık olarak iki buçuk ay kadar sürdü. Bunun ilk altı haftasında sahne üzerinde yapacaklarımızı tatbik ederek role hazırlandık.
Seren Şirince: Sporu çok seven ve uzun süredir hayatında önemli yer veren biriyim. Her oyundan önce özellikle de doğru ısınmaya özen gösteriyoruz; aksi takdirde sahne üzerinde görünmez kazalar yaşanabilir. Temposu ve matematiği oldukça yüksek bir oyun olduğu için sıkı bir disiplinle hazırlanmamız gerekiyordu, biz de elimizden gelenin en iyisini yaptık.


Yönetmeniniz Lerzan Pamir, genç yaşına rağmen önemli oyunlar sahnelemiş bir isim. Dilerseniz biraz Lerzan Pamir’le çalışma deneyiminizden bahsedelim.
Seren Şirince: Lerzan’la çalıştığım için çok mutluyum. Hele ki tiyatromuzda bu kadar az kadın yönetmen varken, onunla çalışabilmek benim için çok kıymetli. Bir Banka Soygunu Komedisi’nin çok hassas bir rejisi var ve dengeyi tutturabilmek gerçekten de ustalık isteyen bir iş. Bu oyunun başarısını Lerzan’ın titiz çalışmasına borçluyuz.
Bora Akkaş: Lerzan’ın özellikle de hazırlık sürecinde ortaya koyduğu performans övgüye değer, bence bir yönetmenin yapması gerekenden çok daha fazlasını çok titiz bir çalışma disipliniyle yaptı. Lerzan, oyunun en küçük ayrıntısına kadar ilgilendiği için her detayına hakimdi. Minimum zamanda maksimum efor sarf ettiğine şahit oldum ve bence aramızda en çok o yıprandı. Bir oyuncunun en çok ihtiyacı olan şey, yönetmeninin yanında olduğunu bilmektir. Lerzan her şeyimizle kusursuz ilgilendi ve bizi bu oyun için en hazır hale getirdi, buradan bir kez daha kendisine teşekkür etmek istiyoruz.


Türk seyircisi -özellikle de son dönemde- tiyatroyla yeniden bir barışma halinde. Bir Banka Soygunu Komedisi de kapalı gişe temsiller sahneye koyuyor. Bu barışma sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seren Şirince: Bu konuda dürüstçe fikrimi söylemem gerekirse; bu barışmanın sağlam temeller üzerine kurulmuş olmasını umut ediyorum. Seyircinin tiyatroya dönmesi çok güzel ve bundan dolayı mutluluk duyuyorum. Umarım bu geri dönüş geçici bir heves olarak kalmaz. Bence daha ayakları yere basan ve daha sağlam oyunlar oynandıkça, ülkece hepimize faydası olan bir süreç yaşanır.
Bora Akkaş: Geçtiğimiz yıllara kıyasla seyircinin tiyatrolara dönmeye başladığı bir gerçek. Tiyatrolar da prodüksiyonlara daha ciddi paralar harcamaya başladılar. Bu tarz süreçler çok önemlidir ve iyi değerlendirilmelidir. Üretimler belli bir kaliteyi tutturmaya başlarsa tiyatroların seyirci kitlesi de giderek büyümeye devam eder.