Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
FİLM
04/03/2019

Marvel'da yeni kaptan dönemi: Captain Marvel

Marvel filmlerinin kaderi yeni bir kaptana emanet. 11 yıldır devam eden Marvel Studios prodüksiyonları arasında en merak edilen filmlerden biri olan Captain Marvel, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde vizyona giriyor. 


Artık Carol Denvers, namıdiğer Captain Marvel'la tanışma zamanı! Aslında bu bölümde size ilk olarak Captain Marvel'ın çizgi roman tarihçesinden bahsetmeyi düşündük. Ancak ismi, cismi ve hatta cinsiyeti bile çizgi romanlarda defalarca kez değişime uğramış Captain Marvel mevzusuna nereden dalarsak dalalım filmlerdeki karşılığına yaklaşamayacağımızı biliyoruz. Bildiğiniz gibi Marvel Studios, çizgi romanlardaki çıkış öykülerine takla attırmayı fazlasıyla seviyor. Bu filmde de Captain Marvel'ı işine gelen şekilde kurgulayıp "orijin" hikayesi bundan sonra böyle diyecektir diye düşünüyoruz. Marvel Studios, MCU adını verdiği sinema evreninin özelinde Captain Marvel'ı, evrenin en güçlü canlısı olarak kurguluyor.


Captain Marvel, 1995 yılında geçiyor ve MCU'da daha önce izlemediğimiz bir dönemde gerçekleşen olayları konu ediniyor. Carol Danvers, eski bir Amerikan Hava Kuvvetleri savaş pilotudur. Yaşadığı gizemli olaylar sonrasında hafızası tamamen silinir ve Kree adlı bir uzaylı ırkının mensubu olarak yaşamaya başlar. Bu ırka katılmasının ardından elde ettiği özel güçleriyle başarılı bir savaşçı olarak kendini ispatlar ve Starforce adlı elit takıma katılır. Kree ırkı, şekil değiştirme gücüne sahip olan ve galaksideki güç dengesini hakimiyeti altına almaya çalışan Skrull ırkına karşı amansız bir mücadeleye girişir. Bu mücadelede iki ırk da farklı gezegenleri kendi savaş alanları olarak kullanmaktan çekinmez. Dünyamız Kree-Skrull savaşının er meydanı haline gelince, Carol Danvers'ın da doğduğu gezegene dönerek geçmişi ve kimliğiyle yüzleşmesi gerekecektir. Skrull savaşçıları gezegenimize gelir gelmez insan ırkına bürünmeye ve aramızda yaşamaya başlarlar. Dünya, henüz olayın ciddiyetini kavrayamasa da kaderi Carol Danvers'ın elindedir.


Marvel'ın ucuz etin yahnisine düşkünlüğü gerçekten de şaşırtıcı boyutlara ulaşmış durumda. Daha önceki Marvel incelemelerimizde kaleme aldığımız gibi, Marvel yönetimi filmlerini daha önce büyük bütçeli hiçbir filmde çalışmamış indie piyasasından özenle ayıklanmış yönetmenlere vererek % 100 stüdyo kontrolünde filmcikler yapmayı tercih ediyor. Bu durum da Marvel Studios yapımlarını bir nevi Kevin Feige'nin dikte ettiği vizyonu ortaya koyan, basmakalıp filmler çöplüğüne dönüştürüyor. Tabii Disney'in bir darphane misali paraya para dememesi ve özellikle de yaşı küçük hayranların internette adeta toksik bir kitleye dönüşmesinin de özgüveniyle bu düzen aynen devam ediyor. 
Maalesef Captain Marvel özelinde de bu durum değişmedi. Anna Boden ve Ryan Fleck adlı iki bağımsız sinema gediklisi yönetmene 200 milyon dolarlık film emanet edilmiş durumda! Half Nelson, Sugar, It's Kind of a Funny Story ve Mississippi Grind filmlerini daha önce duymuş muydunuz? Marvel Studios, her biri vasatın üstünde kaliteye sahip olan bu filmleri çeken yönetmenlere birkaç yüz bin dolar atarak film yaptırdı! Kevin Feige’nin vizyoner bir yapımcıdan, "ben dedim oldu" tarzı bir yöneticiye vrimini endişeyle takip ediyoruz.


Filmin senaryosunun Marvel tarafından satın alınan taslağını, Captain Marvel’ın yönetmenliği üstlenen Anna Borden ve Ryan Fleck ortaklaşa kaleme almıştı. Marvel, bu senaryoyu nedense çekimlere kısa bir süre kala Geneva Robertson-Dworet ve Jac Schaeffer'a revize ettirdi. Büyük stüdyo filmlerinde senaryoların revize yemesi aslında alışıldık bir durumdur. Ancak çoğunlukla revize yapanlara senarist titri verilmez, belli ki burada hikayenin büyük bir bölümü elden geçirilip baştan kaleme alınmış. Geneva Robertson-Dworet'in geçtiğimiz yılın en büyük hayal kırıklığı yaratan filmlerinden biri olan Tomb Raider'ın senaristi olduğunu biliyor muydunuz? Peki Jac Schaeffer'ın bugüne dek izlediğimiz tek senaryosunun Olaf's Frozen Adventure adlı kısa filme ait olduğundan haberdar mısınız? Bundan daha da kötüsü, Coco vizyondayken onun hemen öncesinde oynatılan Olaf's Frozen Adventure'ın rezalet bir hikaye olmasından dolayı internette fenomen haline geldiğini ve Disney'in ilk haftanın gösterimleri tamamlandığında, Coco'nun öncesinde yayınlanan bu kısa filmi apar topar vizyondan çektiğini biliyor muydunuz? Marvel'ın son filmlerinde korkunç senaryo problemleri zaten ayyuka çıkmışken onay verdikleri senaryoyu iki başarısız senariste baştan yazdırmış olmalarına sizce ne demeliyiz? Daha doğrusu bu senaristlerden nasıl bir film beklemeliyiz?


Az önce söylediğimiz gibi, yönetmen ve senaryodan beklentimizi yüksek tutmamakta fayda var. Ancak filmin fragmanlarında gördüğümüz ve bayıldığımız iki şeyi de atlamamamız lazım: Muhteşem gözüken görsel efektler ve genç Nick Fury! Samuel L. Jackson’ın, Marvel Studios filmlerinin mihenk taşı olduğunu söylemeye lüzum var mı? Tüm zamanların en başarılı ve en çalışkan aktörlerinden birinin perdede gözüktüğü her an karşısında hangi süper kahraman olursa olsun rol çalmakta zorlanmadığını kim inkâr edebilir? Nick Fury’nin gençliğini ve muhtemelen de tek gözünü kaybettiği olayı ilk kez bu filmde göreceğiz. Üstelik 90’lar müziğinin hastasıyız ve filmin soundtrack’inde o yıllardan tanıdık pek çok şarkıyı duyacağımıza eminiz. Fragmanlardan birinde Carol Danvers’ın üzerinde Nine Inch Nails tişörtü gördüğümüzden beri Captain Marvel’da çalacak şarkıları duymak için sabırsızlanıyoruz.


İlhamını Roy Thomas’ın 1971 yılında kaleme aldığı “Kree-Skrull War” çizgi romanlarından alan Captain Marvel, yılın en büyük sinema olaylarından biri olması beklenen bir başka filmin kilidini açacak anahtarı da elinde tutuyor. 26 Nisan’da vizyona girecek dördüncü Avengers filmi Avengers: Endgame’de insanlığın son umudu olarak dünyaya dönecek olan Captain Marvel’ın gücünün potansiyeline bu filmde şahit olmayı umuyoruz. Hulk’u bile tokatlayıp atan Thanos’un karşısında varlık gösterebilecek bir kahramanın, bilek gücünden ziyade kozmik sırlara ermiş bir savaşçı olması gerekiyor. Bakalım Captan Marvel filmi bizi Endgame’in kahramanıyla tanıştıracak kadar güçlü olabilmiş mi?