Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
17/10/2016

Müzik yazarı Murat Beşer ile yeni kitabını konuştuk

Ülkemizin önde gelen müzik yazarlarından Murat Beşer’in yeni kitabı Yoldan Çıkmış Simalar, İletişim Yayınları tarafından raflara yollandı. Beşer ile kitabı ve yazım sürecini konuştuk...

Murat Beşer benim için Türkiye’nin en değerli müzik yazarlarından biri. Ele aldığı konulara onun kadar sakin, derinlikli ve kapsayıcı yaklaşan başka bir müzik yazarı görmedim Türkiye’de. Üstat bu işin yanı sıra, son yıllarda, “insan profilleri” yazma konusundaki ilhamını da keşfetti ve bir süredir Sol gazetesinde, Türkiye’deki müzik piyasasının gizli kahramanlarını kaleme almaya başladı. Şimdi o yazılar, usta çizer Aptülika'nın özel çizimleriyle bir kitapta toplanmış durumda. Beşer ile bu vesileyle özel bir röportaj gerçekleştirdik. Kitaba ve yazım sürecine dair merak ettiklerimizi yanıtladı... (Sadi Tirak)



Selamlar, öncelikle yeni kitabınız için tebrikler... Kitabı siz nasıl özetliyorsunuz, merak ediyorum...
Çok teşekkür ederim. Bu kitabı, kapatılması olanaksız manevi bir bakiyenin ilk hareketleri ya da eş bir izahla ödenmesi mümkün olmayan bir vefa borcunun ilk taksiti olarak görüyorum. İçinde yüzlerce ismin geçmesine karşın, bu kitapta 35 başlığa isim veren insan, müziği hiçbir beklenti içine girmeden hayatının ta orta yerine yerleştirmiş, elinin kolunun uzandığı yere kadar yoluna çıkan herkese misyonerlik yapmış hayat insanları. Onları mutlaka tanıyorsunuz. Tanımadıklarınızı da mutlaka biliyorsunuz. Onlar hepimizin hayatına dolaylı ya da dolaysız dokundu ve bizi değiştirdi. Emekleri ödenmez. O yüzden bu bakiye kapanmaz.

Bu tarz insan profilleri yazma fikri ilk olarak nereden aklınıza geldi?
İlk makaleyi 2006 yılında yazmıştım ve amacım kesinlikle insan suretleri değildi. Her şey radyo programı yapan Mert Emcan-Efkan Kula ikilisinin, arşivimdeki bilinmeyen plakların hikâyelerini bir seri hâlinde yazmamı istemesiyle başladı. Birkaç makale sonra içinden çok insanın geçtiğini ve giderek insan hikâyelerine ve portrelere dönüştüğünü fark ettim. Aslında bu macera ben yazarken kendini yazdı ve beni bir süre sonra bir portreciye dönüştürdü.

İsimleri nasıl seçtiniz? Kıstaslarınız neydi?
Öncelikle en iyi tanıdığım insanlardan başladım. Bunların başında da (kardeşiyle önce altı yaşında mahalleden, sonra ilkokuldan arkadaş olduğum) Apaçi Ayhan geliyor. Çünkü beni zehirleyen oydu. Üzerimde öğrencilik hayatımda derslerine girdiğim tüm hocalardan daha fazla etkisi vardı. Öncelikli kıstas bu insanların ortak paydasının müzik olması ve bu uğurda hayatlarını şekillendirmeleriydi. Bir de ne kadar sıra dışı bir ruha sahiplerse o kadar iyiydi benim için.



Bu yazıları yazarken bir gün kitapta toplanacağı belli miydi? Hazır mıydı kafanızda bu proje?
Kitap yapmak amacıyla başlamadım. Hatta ilk beş yıl aklımın köşesinden bile geçmedi. Birer ikişer eş-dost tavsiyeleri gelmeye başladı, bu yazıları kitap yapmam konusunda. Sonra derken bu “Kitap ne zaman çıkıyor?” soruları katlanarak artmaya başladı. Giderek bu bende minik de olsa bir baskı hâlini almaya başladı. Aslında bu, soru şekline bürünmüş bir istekti. İyi ki ısrarcı davranmışlar, beni her sıkıştırdıklarında biraz daha motive oldum. Onların haklı olduğuna karar verdiğimde, bu işin artık bir borca dönüştüğünü hissettiğimde de kitap mesaisine başladım.

Kitaba konu olmuş, hayat hikâyesiyle sizi en çok etkileyen 5 ismi sayabilir misiniz?
Bu sıralama benim için çok zor olsa da; tabii ki ilki Apaçi Ayhan. Ardından Deniz Pınar, Zihni Şahin, Remix İhsan ve Kemal X’i sayabilirim. Ama bu beş isim diğerlerinin bende daha az hakkı olduğu anlamına gelmesin.

Bu isimlerle konuşurken, öğrendiğinize en çok şaşırdığınız bilgiler neydi?
Makaleleri kaleme alırken ya da birtakım tanıklarla son derece özel sohbetler koyarken o kadar çok şey öğrendim ki. Neredeyse her yazıda buna benzer bilgiler var. Bu kitabı okuyanlar için de geçerli doğal olarak. En iyi tanıdığınız ismi okurken bile bazı şeyleri hiç duymadığınızı, bilmediğinizi fark edeceksiniz.

kitap röportaj sadi tirak murat beşer iletişim yayınları yoldan çıkmış simalar söyleşi