Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
MÜZİK
05/10/2017

Oscar and the Wolf'un beyni Max Colombie sorularımızı yanıtladı

Son dönemin en popüler gruplarından Oscar and the Wolf'un beyni Max Colombie, merak edilenleri Postkolik'e anlattı. 


Türkiye’de ciddi bir hayran kitlesine sahip olan Belçikalı indie pop grubu Oscar and the Wolf, merakla beklenen yeni albümü Infinity’i 29 Eylül’de yayımlandı. Grubun yaratıcısı ve vokalisti Max Colombie, yeni albüm vesilesiyle sorularımızı yanıtladı.

İstersen söyleşimize yeni albüm Infinity’nin bestelenme ve kayıt sürecinden bahsederek başlayalım.
Entity’nin promosyon ve turnesi beni o kadar yormuştu ki, evime döndüğümde bir daha sokağa çıkmak istemediğim bir kafaya girmiştim. İşte bu süreçte zihnimden geçenler, izlediğim şeyler ve duymayı özlediğim tınılar bir araya gelerek yepyeni şarkılara dönüştü. Oldukça mütevazı bir kayıt ortamında albümü kaydettiğimizi söylemeliyim. Belçika’nın en önemli prodüktörlerinden olan One Track Brain, albümün prodüksiyonunu tek başına sırtladı ve bence müthiş iş çıkardı.

Infinity’nin ilham kaynakları arasında dizilerin ve sinema filmlerinin yer aldığını biliyoruz, okurlarımız için biraz daha detay verebilir misin?
American Beauty, Six Feet Under ve True Blood’ı örnek olarak sayabilirim. Bu diziler bana ilham vermekle kalmadılar; aklımdan geçenleri nasıl dillendirebileceğime dair bir üslup keşfetmeme de yardımcı oldular. Bir şeyleri şiddetle arzulamak ve onlara ulaşmak için elden geleni ardına koymamak insan doğasında var; ancak bazen elde edilen şeyler insanın felaketine de sebep olabiliyor. Bu fikir Infinity’nin kalbinde bir odak noktası oluşturdu. Yani arzuladıklarımız ve onları elde ederken bizi sürükledikleri yerler. Ne derler bilirsin; “Dilediğin şeyin ne olduğuna dikkat et!”.

 


İlk albüm Entity'den Infinity'e neler değişti?
Kendi adıma bence daha içe dönük bir insan oldum. Beni herkes bir parti canavarı olarak tanısa da, iç dünyama yaptığım uzun yolculuklar beni var ediyor ve mutluluğu onlarda buluyorum. Eminim pek çok insan da benim gibi bu tip kişisel serüvenlere çıkıyordur. Müziğimin kimliği aynı; ancak o kimliğin içindeki renkler çok farklı. Eminim yeni albümde dinleyicilerim hem çok mutlu olacak hem de şaşıracaklar.

Çok yakında bir Avrupa turnesine çıkıyorsunuz, hazırlıklar nasıl gidiyor?
Şu sıralar kostümler üzerinde son rötuşları deniyoruz. Kısa süre önce verdiğimiz birkaç konserde bazı parçaları test ettik ve olumlu geri dönüş aldık. Yeni şarkılarımızın hemen benimsenmesini istiyorum, bu sebeple yeni turnede onlara ağırlık vereceğiz.

Tomorrowland’de sahne alan ve canlı enstrümanlarla müzik icra eden ilk isim Oscar and the Wolf oldu. Sizin için nasıl bir deneyimdi?
Tomorrowland’e ilk davet aldığımızda oldukça şaşırmıştım. Ben bir DJ set istediklerini düşündüm ancak organizasyon ekibi Oscar & The Wolf’u mevcut haliyle sahnede görmek istiyordu. Biz de müthiş döşenmiş, şatafatlı bir sahnede çıktık ve izleyenleri eğlendirmeye çalıştık. Bence çok başarılı bir şov oldu.

Stiliyle müzik sahnesinde adından en çok söz ettiren isimlerinden birisin. İlham kaynakların neler?
16 yaşıma dönsek çok "emo" bir tarzım olduğunu görürdük. Sonrasında bir trendin peşinden koşmaktansa, kendim olmayı öğrendim. Güzel sanatlar okudum ve okul yıllarım boyunca stilin akımlardan bağımsız olduğunu gördüm. Sahne hayatım başladığındaysa, hep en renkli, en parlak ve en şatafatlı kostümleri giymeyi amaçladım; zira konserlerim sırasında en arka sırada duranların bile beni görmelerini arzu ettim. Bugün halen bir konserdeysem, alandaki en parlak giyinen kişi olmaya özen gösteririm.

Peki stiliyle seni kimler büyülüyor?
Rihanna, Bella Hadid, Prince, Bowie ve Flaming Lips. Her zaman şık ya da flamboyan olamazsın; işte öyle zamanlarda en iyi şey aynı anda ikisi birden olmaktır!




Çok özel partilerde DJ'lik hünerlerini sergilemiş bir isim olarak, ilk aklına gelen olmazsa olmaz parti şarkıları neler?
Grimes'tan "Genesis" kesinlikle çalınmalı. Booka Shade ve Laura Pausini'nin dans ettiremeyeceği kimse olamaz. Gaga'dan Alejandro tüm partilerin ateşini fitiller ve elbette Rihanna. Riri çalınmadan biten partiler yarım kalmış sayılır.

Son olarak Türkiye’deki sıkı hayran kitlenizden bahsedelim.
Yaptığınız müziğin kabul görmesi çok ama çok mutlu eden bir his. Türkiye, Oscar and the Wolf’u Avrupa’da en çok destekleyen ülkelerden biri. Her gelişimde kitlemin geliştiğini de görüyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. Eylül başında Çeşme’de sahne aldık ve kitle yine mükemmeldi. Gerçekten minnettarım ve diğer şehirlerinizde de sevenlerimizle buluşmak için can atıyorum!

Oscar and the Wolf-Infinity