Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
FİLM
19/03/2019

Sadece midesi sağlam olanların izleyebileceği 10 film

Dünya sinemasının 2000'li yıllarda çekilmiş en sapkın örnekleriyle randevunuz var! Bu filmlerden kaçını daha önce izlediniz? Bakalım kaç tanesini sonuna kadar seyredebileceksiniz.

 

A Serbian Film (Srdjan Spasojevic, 2010)
Baştan anlaşalım, bu filmi izleyecekseniz sonrasında yaşayacağınız zihinsel travmayla ilgili sorumluluk kabul etmiyoruz. Sizi filmden haberdar etmemiz tedavi masraflarınızı karşılayacağımız anlamına gelmez. Filmin konusu falan hiç önemli değil, böyle detaylarla yorulmanıza gerek yok, hatta bu filmi izlemek konusunda halen fikriniz sabitse biz müsaade isteyelim en iyisi!

 

Cold Fish (Sion Sono, 2010)
Sıradan bir adamı alın ve onu türlü sapkınlıklarla dolu bir yaşamla tanıştırıp tüm kırmızı çizgilerini yok edin, o adamı en fazla ne kadar delirtebilirsiniz? Bu sorunun cevabını Cold Fish adeta her sahnesiyle tokat gibi vuracak yüzünüze. Mideniz ve yüreğiniz el veriyorsa Syamoto'nun her yeni sahnede başına yıkılan dünyasına hoş geldiniz!


Gozu (Takashi Miike, 2003)
Böyle bir manyaklıkla karşılaşmadığınıza adımızın Postkolik olduğu kadar eminiz. David Lynch filmlerini gizemli ve anlamlandırılamayacak ölçüde sürreal mi buluyorsunuz? Gozu ile kıyasladığınızda her biri ancak Recep İvedik kadar karmaşık kalacak! Bu bir sinema deneyiminden bile fazlası, Gozu resmen deliliğin ta kendisi!


Haute Tension (Alexandre Aja, 2003)
Tüm zamanların en şiddetli filmlerinden biriyle tanışmaya hazır mısınız? Kanın bir dakika bile durmadığı bu çılgın filmde arkadaşını sapık bir katilin elinden kurtarmak için canla başla mücadele eden bir kadının akıllara durgunluk veren macerasına tanık olacaksınız. Sizi şimdiden uyarıyoruz, bu filmi fazla tok karnına seyretmeyin!


Ichi the Killer (Takashi Miike, 2001)
Sinema tarihi bu ölçüde manyaklığı az görmüştür. Kafadan kontak karakterler karnavalı adeta bu film! İşkence, cinsi sapkınlık, kan ve dil! Evet, yanlış okumadınız, dil. Ichi the Killer'ı izlemeyenle sinema konuşmayı reddediyoruz! Bu cins bir manyaklığı tecrübe etmeyenle olmaz!


Inside (À l’intérieur) (Alexandre Bustillo, Julien Maury, 2007)
Fransız usulü manyaklıkta çok varız! 21. yüzyıl Avrupa sinemasından çıkmış en iyi intikam filmi olmasının yanında izlerken ekranınızdan kan sıçramasını beklediğimiz muazzam bir yapım bu! İnsan bu filmi izledikten sonra evinde nasıl güven içinde oturabilir? Bu sorunun cevabını bilemiyoruz!


Irreversible (Gaspar Noé, 2002)
Bu listeyi Gaspar Noe manyağını anmadan tammalamak mümkün değil. Üzerinden geçen senelere rağmen etkisi azalmayan bir sapıklık destanı Irreversible. İnsanın bu filmi izlerken yaşama sevinci adeta elinden alınıyor. Gaspar'a bu travmayı bize yaşattığı için şükranlarımızı sunuyoruz!


Martyrs (Pascal Laugier, 2008)
Sakın o saçma ABD veriyonunu izleyerek vakit kaybetmeyin ve efsaneyi orijinal Fransız yönetmeninden seyredin! Martyrs modern klasik seviyesinde olan filmlerden ve şahane finaliyle de kafanızı günlerce meşgul edeceğine garanti veriyoruz.


Taxidermia (György Pálfi, 2006)
Macaristan'dan manyak filmler nadiren çıkıyor ancak çıktı mı da tam çıkıyor! İnsan anatomisinin sınırlarına vakıf olurken akıl sağlığınızın sınırlarının taburcu edilmeyecek derecede hastanelik olacağına eminiz bu filmi izledikten sonra.


Visitor Q (Takashi Miike, 2001)
Sizi bir konuda temin etmek istiyoruz; bu listeyi hazırlarken Takashi Miike'ye torpil falan geçmedik, kendisi bizzat ruh hastası filmler çekerek kazandı bu listedeki yerini. Visitor Q şiddeti listedeki diğer filmlere nazaran daha düşük tutsa da görsel iğrençliğin çıtasını belirleyen yapımlardan oluyor. Listemizdeki pek çok filmde olduğu gibi yine uyarıyoruz; yemeğinizi hazmetmeden sakın seyretmeyin!