Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
06/03/2019

Eda Baba'dan Küçük Bir Tebessüm

İlk sahne deneyimini 2008’de yaşayan ve bugüne kadar daha çok sosyal medya kanalları üzerinden adını duyuran Eda Baba, ilk albümü “Bir Küçük Tebessüm” ile müzikseverlerin karşısına çıktı.

2008’den beri sahnelerdesin. Bu süreci genel olarak değerlendirmen gerekirse neler söylemek istersin?
Müzik dünyasının son yıllardaki en büyük değişimi, yaptığın müziği paylaşabileceğin mecraların artışıyla dinleyicilere ulaşmanın daha kolaylaşması sanırım. Fakat o çeşitliliğin içinde kendi yolunu bulmak ve kalıcı olmak da hiç kolay değil. Bir dönüşümün başını yakaladığımız için yine de şanslıyız diye düşünüyorum. Bu süreçte yaptığım müziğe bakış açım nasıl değişti dersek, sadece müzikte değil hayatta da bir yolculuğa devam ediyorum. Kalben ve ruhen değişip gelişen çok şey olduğu gibi müziğimde de değişen bir sürü şey oldu. Dinlemeyi ya da yapmayı sevdiğim müzik tarzı değişti mesela. Ama değişmeyen tek şey, ne yapıyorsam hissederek yapmak.

Başta Youtube olmak üzere sosyal medya kanallarının müziği dinleyiciyle buluşturmadaki olumlu ya da olumsuz yanları sana göre neler?
Sokak müziği yaptığında insanlar nasıl ki sadece seni dinlemek için zorlamadan ve zorlanmadan yanına yanaşıyorsa, sosyal medya kanallarındaki dinleyicileri de biraz onlara benzetiyorum ve bu durum çok hoşuma gidiyor. Bu durumun handikabı oraya gelen iyi dinleyiciyi seçemediğin gibi art niyetli insanları da ayıklayamıyor olman. Eleştiri her zaman dikkate alıp yolumuzu güzelleştirmede kullandığımız bir şey ama kötü niyetle yapıldığında anlıyorsun ve elbette kırıcı oluyor. Yine de yolumuzu tıkayacak kadar büyük taşlar değil bunlar.
 


Cover yapmanın dinleyici kitlesini geliştirmekte büyük gücü olduğu aşikar… Peki sence handikapları neler?
Söylediğin bir şarkının tarzının sana yapışıyor olması, bence en büyük handikabı. Kendi müziğimizi yapıp kendimizi ifade edene kadar geçen süreçte, dinleyici seni yaptığın cover’larla bir yere koyuyor. Bu durum, dinleyicinin bakışıyla müzisyenler için bazen doğru bir yerken bazen de yıkıp yeniden inşa etmen anlamına geliyor. Bilinen bir şarkıyı yeniden yorumlayıp adını duyurmak kolay yol gibi gözükse de gerçek dinleyicinin iyi işi zaten ayıkladığını düşünüyorum. Sonrası ise biraz sana kalıyor. Üretmeye devam edersen hiçbir emek karşılıksız kalmıyor ve elbet yerini buluyor.

Bu arada albümünün yapımcısı da sensin. Nasıl bir deneyimdi?
Şimdiye dek müzik yaparken kendimi en özgür hissettiğim zamanlardan birini bu albüm sürecinde yaşadım diyebilirim. Albümdeki tüm şarkılar neredeyse bana ait, çok sevdiğim insanlarla içime sinen bir iş çıkarttım ve neticede her şey istediğim gibi oldu. Bunlar en güzel tarafları... Bunun yanında tüm sorumluluğun sende olması kesinlikle zorlayıcı bir deneyim. Ayrıca türlü endişelere de neden olabiliyor. Yanında işine güvendiğin ekip arkadaşlarının olması işin kilit noktası. Zorluklarının farkındayım ama yoluma ileride de böyle devam etmek istiyorum.
 


Albümünü dinlediğimizde bazen gipsy bazen swing tınılarının kemençeye ya da tambura karıştığını görüyoruz...
Albümdeki düzenlemelerin tümü Fırat İkisivri'ye ait ve bu tatlı fikirlerin çoğu da onun. Beni solo projemle beraber dinleyip tanımaya başlayan insanlara -çok da yabancılaşmadan- albümümüzü sade tutmaya daha en başında birlikte karar verdik. Zaten kalbimden geçen de buydu. Sadece küçük renkler katmak istedik ve bahsettiğiniz enstrümanları yakıştığını düşündüğümüz şarkılara ekledik. 

Cem Adrian’ın Sonbahar’ını albümüne koyma nedenin neydi?
Bu şarkıyı 10 yıldan fazladır sahnede çalıp söylüyorum. Söylemeye başladığım ilk andan beri sıkılmadan söylemeye devam ettiğim nadir şarkılardan biri. Hiç kaybetmediği büyüsüyle albüme bir cover koyacak olursam kesinlikle ''Sonbahar'' olmalı dedirtti. Cem Adrian’ın da "Şarkı senindir gönlünden geçtiği gibi söyle ve paylaş" demesiyle ilk solo albümüme girmiş oldu.  

Senin için albümündeki en özel parça hangisi?
Masa, sevgili arkadaşım Üner Demir'in. Benim de kesinlikle favorilerimden. En özeli hangisi diye sorarsanız ''Kal N'olur ve albüme ismini veren "Bir Küçük Tebessüm" derim.