Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
02/09/2017

Lara Di Lara sorularımızı yanıtladı

Geçtiğimiz Şubat ayında solo projesi Lara Di Lara ile yeni albümü Hazineler İçindesin'i yayımlayan Dilara Sakpınar ile şiir ve müziğin kol kola girdiği bir sohbete daldık.


Sohbetimize Melih Cevdet Anday’la başlayalım istersen. Hem albümde bir şiirini besteledin hem de albümün adına ilham verdi. Bize Melih Cevdet’le ilişkinden bahseder misin?
Melih Cevdet, hayatıma eşim Berkun’dan dolayı girdi. Okudukça onun dünyasıyla kendi dünyam arasında pek çok paralellik keşfettim. Tam o keşif sürecinde “Çok Güzel Şey” adlı şiiriyle tanıştım ve şiiri okur okumaz içimden bir şarkı duymaya başladım, besteleme süreci de çok çabuk gelişti.

Bir besteci olarak kendine ait olmayan bir şiire beste yapma süreci nasıl işliyor?
Bence bu tamamen hislere dayalı bir deneyim. Başka bir şiir olsa belki bestelemek aklımdan geçmezdi; ancak sevdiğim ve içselleştirdiğim şeylerle müzik üzerinden bir bağ kuruyorum. Çok Güzel Şey’le de kurduğum bağ, hayatın geri kalanıyla kurduğum bağların büyük bölümü gibi müzik üzerinden ilişkilendirebildiğim bir bağ oldu. Bu sebeple süreç hem kısa hem de yoğun oldu.

Albümün kimliğinde hemen kulağa çarpan pastoral bir derinlik var.
Şarkıların bu yönünü çocukluğumdan beri doğayla hep iç içe olmamla ilişkilendirdiğim doğal bir akış olarak görüyorum. Kendimi doğaya ve toprağa çok bağlı hissediyorum ve olaylar da orada başlıyor, oradan devam ediyor ve yine orada bitiyor gibi geliyor bana. Tabii doğa da içerisinde çok fazla soru barındırıyor. Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Bu gidiş hem bizi hem de hayatın kalanını neye dönüştürüyor? Tüm bu sorunların içerisinde de sanırım hep “özünü unutma ve oradan devam et” telkinini de yapmaya çalışıyorum. Sanırım diyorum çünkü bunu ne kadar bilinçli yaptığımı da bilmiyorum, müzik konusunda çok hesap kitap yaparak ilerleyen bir insan değilim. Genelde hep o sorulara, yaşadıklarıma, gördüklerime, istediklerime ve de istemediklerime yoğunlaştığım anlarda şarkılar ortaya çıkıyor.