Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
MÜZİK
15/02/2019

Ozbi, yeni albümü Serserilik ve Şiir'i anlattı

Rap müziğin serseri şairi Ozbi, yeni albümü 'Serserilik ve Şiir' ile müzikseverlerin karşısında... Rap'i bir şiir türü olarak yansıtan, kendine has tiyatral üslubuyla ses getiren Ozbi, merak ettiklerimizi cevapladı. 


Lirik anlayışı ile Rap müzikte farklılaşan, kendine has tiyatral üslubu ve canlı performanslarıyla dikkat çeken Ozbi, “Asi”, “Halk Edebiyatı” ve “Rakılı Live Serileri” ile oluşturduğu güçlü belleği yeni albümü “Serserilik ve Şiir” ile derinleştiriyor. Ozbi ile yeni albümünü konuştuk.

Serserilik ve şiir, ilk okuyuşta göze birbirine zıt kelimeler gibi gelse de sen bu iki kelimenin birbirlerine çok yakıştıklarını savunuyorsun. Nedir bu albümün isminin ardında yatan anlam?
Zıt değiller aslında, bence bakış açısına göre değişir. Mesela feodal düzene göre, şiir yazan kişi bir serseri olarak nitelenebilir. Belki edebi açıdan zıtlıklar gözlenebilir ama serseriler de şiir sever. Ben, serseri ile baskı düzeninin bizi getirdiği noktayı, şiir ile de bu baskının altında olsak da yaşama sarılmayı işliyorum. Bir yanda delirmemize varacak kadar yalanın ve riyakarlığın içinde bir yaşam mücadelesi vermek, bir tarafta da bu mücadelenin içinde yaşamı tüm tutkusu ve sevgisi ile hissedememek... Serseri, sisteme hicvederek sataşırken; şiir, nerede ve ne koşulda olursa olsun sevmeyi ve sevişmeyi hatırlatıyor.




Sokak senin i
çin neyi ifade ediyor?
Sokak benim için kavgayı, direnci ve protestoyu ifade ediyor. Sınıf ayrımının bize yozlaşma ile ilgili gösterdiği kambur bir durum var. Gelir eşitsizliği ve yaşam koşulları, iki uç kesim yaratmış ve iki taraf da kendi özerk kültürlerine sahip olmuş. Burjuvazi zaten kendi özel eğitim düzenini kurma imkanına sahip ve geniş kitleler de milliyetçi - dini duygular ile fakirliğin içinde yaşamaya ikna edilebiliyor. Kitlelerin sınıf bilinci yok. Olsaydı, duygularının bu kadar kullanılmasına izin vermeselerdi bence bambaşka bir toplum olurduk. Fakat maalesef bu durumdayız ve zengin ile yoksul arasında neredeyse 3-4 farklı sınıf oluştu. Herkes kendi yaşam standartını korumak ve üstüne ne koyabiliyorsa koymak düşüncesiyle yaşıyor.

Yeni albümünde uzun yıllardır birlikte çalıştığın Frank Somay da sana eşlik ediyor, bize biraz bu ortaklıktan bahseder misin?
Hayatım Rap müzik ve hiphop kültürü ile geçti. Faruk’la 2004-2005 gibi tanıştık. 2010’lara kadar birlikte yüzlerce şarkı yazıp söyledik, evde teybe kayıtlar yaptık, bilgisayar alıp müzik yaratmayı öğrendik, tek göz odada şarkılar yaptık, Zeytinburnu’nda stüdyo kurduk, Bakırköy’de partilerde, konserlerde sahneye çıktık ve konserler düzenledik... Fakat bir süre sonra kendime yönelmeye karar verdim. Zaten solo albümler ve şarkılar yapıyordum ama bunu daha yukarıya taşımaya ve müzikten para kazanarak yaşayabileceğim bir hayata geçmeye karar verdim. Aslında bir sürü sorun yaşadım. Fakat yolum Craft Oyunculuk Atölyesi ile kesişince, bakış açım tamamen değişti. Kendimi daha iyi tanıma ve geliştirme fırsatı buldum. O dönem Faruk askere gitti, ben de “Asi” albümünü yaptım. Yolum bir anda değişti. Sonrasında hayat mücadelesinde bir araya gelebildiğimiz kadar geldik. Umarım ilerleyen zamanlarda daha çok şarkı yapabiliriz.


Rap müziğin son dönemdeki yükselişi hakkında neler düşünüyorsun?
Altın çağ gibi bir şey yaşanıyor, yani piyasa rap olmadan yaşayamayacak hale gelmiş durumda. Umarım bu durum müzikal ve lirik anlamda çok daha iyi yerlere taşınır. Özellikle lirik tarafında gelişmemiz gereken çok konu var diye düşünüyorum.

Bir şarkıyı senin gözünde Ozbi şarkısı yapan kriterler nelerdir?
Benim yazmam! Aslında benim gözümde bir kriter yok, anlamlı cümle kurmaya çabalıyorum ki sadık dinleyicilerim zaten bu konuyu daha çok fark edecektir.

Hem şarkı sözlerinde hem de canlı performanslarında tiyatral bir üslup benimsiyorsun. Ozbi karakterinin içindekileri yansıtma üslubu hakkında neler söylemek istersin?
Eğlenceli, sert, dik, dimdik! Açıkçası, bu konuda kelimelerle ifade edebileceğim pek bir şey yok. Craft Oyunculuk Atölyesi’nde eğitim aldıktan sonra yaptığım müziği başka bir noktaya taşırken kendi kedime vardığım bir uyanış bu. Kelimeyi ve cümleyi doğru tonlamak, onu yaşanmış bir his ile dinleyiciye/seyirciye taşımak ve her durumda gerçek olmak önemli.