Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
POP-KÜLTÜR
27/07/2018

Hard Rock Cafe'nin ilk garsonu ve yüzü Rita Gilligan anlatıyor

Rita Gilligan, Hard Rock Cafe'nin ilk garsonu oldu ve hayatı değişti. O hem garson hem de dünyaca ünlü yıldızların dostu; John Lennon, Michael Jackson, Tom Cruise, Paul McCartney... İşte röportajımız.


Rock konserlerinde headbang yapmak favorim" diyen Rita Gilligan'ın yaşı 75 ama ruhu genç. Yıl 1971, Rita Gilligan İngiltere'de iş arıyordu ama okulu bitirmediği ve yaşı 29 olduğu için bulamıyordu. Londra'da yeni bir restoran açılacağını duydu ve hiç zaman kaybetmeden gitti. Hard Rock Cafe'nin kurucusu Peter Morton genç kadının işe ihtiyacı olduğunu anlayınca ilk elemanını işe aldı. Böylece Rita Gilligan, Hard Rock Cafe'nin ilk garsonu oldu. Kendisini kayıtsız şartsız kabul eden iş yerini öyle sevdi ki çoğu zaman eve bile gitmiyordu.


Restoranın ilk ve tek kuralı herkese aynı davranmak. "Love All, Serve All" sloganı da buradan geliyor. İşe başladığı zamanlarda rock müzik dinlemeyen, rock yıldızlarını tanımayan Gilligan, karşısında oturanların kim olduğunu bilmiyormuş! Kendi dünyasında Elvis Presley dışında başka bir şey dinlemediğini söyleyen Gilligan'ın adeta dalıp geçmişe yolculuk ediyor ve devam ediyor kısık sesiyle anlatmaya "Hard Rock o kadar rahat ve herkese eşit bir tutum sergiliyordu ki zamanla şöhretten bunalmış yıldızlar buraya akın etmeye başladı. Ben de onları tanıdım ve rock müziği sevdim. Dünyanın en ünlü insanı burada kendini dağıtıp istediğini gibi davranabiliyor, hamburger yiyor ve tabak topluyor. Kimse onlara tuhaf gözlerle bakmıyor. Böylece asla tanışamayacağım insanlarla tanıştım ve hatta dost oldum! Garson olmak hayatımın en güzel kararıydı."

 


ERIC CLAPTON'LA KONSERLERE GİDERDİK

Gilligan, bunları anlatırken birden yüksek sesle bir kahkaha atıp "Bir kadının düşlediği hayatı yaşadım da diyebilirim. Bir gün San Franciscolu yakışıklı bir adam gelip yolunu kaybettiğini söyleyince oteline kadar götürdüm. Mekan açılışı için San Francisco'ya gittiğimde o adam beni buldu ve iyiliğimin karşılığını ödemek istediğini söyledi. Adam meğer milyardermiş! O gün gıcır gıcır bir Lamborghini ile beni tüm gün dolaştırdı" diyor. Rita Gilligan birden arkasını dönüp mekandaki bir garsona müziğin sesini açmasını söylüyor ve "Ritim ne kadar yüksek ve sağlamsa yerinizde durmanız imkansız" diyor. Çalan bir Eric Clapton'un şarkısı... Gilligan'ın yüzünde bir gülümseme oluşuyor ve "Eric Clapton sürekli eğlenirdi benimle. Birden kalkıp 'Rita benim ne yiyeceğimi söylemeden gözlerimden anlar. Hatta çocukluğumu bile bilir' derdi. Çok eğlencelidir. Onunla sonra çok konsere gittim. Akşam konsere gidiyorduk sabah ona hamburger ve milshake getiriyordum" diyor.



EN YAKIN ARKADAŞIM ROBIN WILLIAMS'TI

En yakın dostunu sorduğumuzda yüzündeki gülümseme ilk kez siliniyor Gilligan'ın "Benim en iyi dostum Robin Williams'tı. Çok tatlı ve komikti. Gelir gelmez masama oturur ve 'Burası benim' der kimseyi yanına almazdı. Şakalar hava uçuşurdu bazen servisi bile unuturdum onu dinlerken. Servis yaptıktan sonra mutlaka ellerimi tutarak teşekkür ederdi. Hep tek gelirdi, ah zavallı çocuk" diyor ve bir yudum su içiyor.


MICHAEL JACKSON KONSERİNE GÖTÜRDÜ
Gilligan en unutulmaz anısınıysa 80'li yılların başında yaşamış: "Londra'daki mekan tıklım tıklımdı. Üst katta ünlü biriyle söyleşi yapıldığı söylendi. İçecek götürmek için üst kata çıktığım da çelimsiz bir siyahi çocuk oturuyordu. 'Ne istersin canım?' dedim bana döndüğünde şaşkınlığımı ona belli ettim mi emin değilim ama karşımda Michael Jackson oturuyordu. Ona içten davrandığımı söyledi ve ertesi gün beni limuzinle evimin kapısından alıp konserine götürdü.




BON JOVI DE BANA SERVİS YAPARDI
- Tom Jones sohbet için gelirdi. Çoğu zaman hiçbir şey yiyip içmez sadece bizlerle konuşurdu.
- John Lennon, barda şişe fırlatır çılgınlar gibi şarkı söylerdi ve kimse dönüp bakmayınca sesini daha da yükseltirdi. O tam bir çılgındı.
- Paul McCartney sempatiktir. Şarkıları kadar sohbeti de harikadır. Onun anlattıklarını hiç sıkılmadan dinleyebilirim. Çoğu zaman etkinliklere birlikte gidiyoruz. Sorun çıkarmayan biri olduğu için bende yeri çok ayrı.
- George Michael, çok kibardır. Mekana gelince tanıdıklarını öper. Ayrıca çok da iyi giyinir.
- Eddie Murphy gelince mekan kahkaha ve tiz çığlıklarla dolardı. Umulmadık anda bir espri yapardı.
- Elton John, karşısındakinin gözlerinin içine bakıp konuşur ve dediğinden asla geri dönmez. Her ne kadar zor biri olsa da onunla keyifli günler geçirmedik değil.
- Ringo Starr, eğlenceli ve yardımsever bir adam. Yeter ki aç olmasın! Çok sinirli oluyor.
- Tanıdığım en egosuz adamsa Jon Bon Jovi. En yakın dostlarımdan biri oldu. Düşünsenize gecenin ilerleyen saatlerinde müzik artmış ve ben de müziğe kendimi kaptırmışken Bon Jovi'ye bira açıp getirmesini söylüyorum, o da getiriyor!"