Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
21/01/2018

Usta çizer Kenan Yarar ile Barberella'yı konuştuk

1994 yılında hayat verdiği Hilal’in hikayelerini kronolojik olarak kitap haline getirmeye başlayan usta çizer Kenan Yarar, yurtdışı projeleriyle de gündemde. 


Barbarella, bir dönemin ikonik çizgi roman kahramanlarından biri. Nasıl oldu da yolun Barbarella ile kesişti, bize anlatabilir misin? 
Kaderin cilvesi diyeyim. Barbarella ile yollarımı birleştiren, aslında Hilal’in ta kendisi oldu. Biliyorsunuz bir süredir liseli asi ve yarı çılgın Hilal’in hikayelerini kronolojik olarak kitap haline getiriyorum; hatta serinin üçüncü kitabı da yakında basılmak üzere. Hilal’in ilk kitabını yayınevim Marmara Çizgi, bir vesile ile 2016’da Frankfurt Kitap Fuarı’na götürdü ve bu sırada birkaç yayınevinin de dikkatini çekti. Bu yayınevlerinden biri de Dynamite Comics’ti. Daha sonra Marmara Çizgi’den yayın editörüm İlke Keskin aracılığı ile Vampirella için bir kapak çizer miyim diye bir teklif geldi. Seve seve kabul ettim. Vampirella, zaten gençlik yıllarımdan beri okuduğum sevdiğim bir karakterdi. Yalnız bu Vampirella’nın aslında 2017 yılında tamamen modern ve yeniden tasarlanan Vampirella serisi olduğunu sonradan öğrendim. Velhasıl kapak çalışmasını yapıp teslim ettiğimde hiç beklemediğim anda Vampirella 2017 serisinin ana çizeri olmam teklifi geldi.

Bu teklif karşısında ne hissettin?
Tabii ki kısa süreli bir şok yaşadım. Fakat tam da o tarihlerde hem haftalık Uykusuz hem de aylık Hortlak dergisinde çizgi romanlar yapıyordum. Pek tabii ki bu ikisinden vazgeçmem mümkün değildi. ABD’de çizgi romanlar ayda 22 sayfa gibi bayağı yorucu fasikül anlayışı ile basılıyor. Bu yüzden proje için zamanımın uygun olmadığın üzülerek belirttim. Aradan beş altı ay filan geçti. 2017 baharında Hortlak dergisi kapandı ve o yaz yeni planlanan çizgi roman projesi de sevgili merhum Galip Tekin’in vefatıyla tamamen belirsizliğe dönüştü. Çizgi romancı olarak bir anda umutsuz bir zaman geçiş yaptım. Tam da o tarihte Dynamite’den tekrar aradılar ve 55. yılına özel 2017 yılında basılması düşünülen Barbarella serisi için ana çizer olup olamayacağımı sordular. Bu sefer mazeretim yoktu. İlk önce bir önyargıyla acaba ucuz bir erotik çizgi kahraman mı yaratmak istiyorlar diye bir işkillenmedim de değil hani. Ama senaristi ünlü İngiliz çizgi roman yazarı Mike Carey’di ve bana gelen senaryo da aklımı başımdan alacak güzellikteydi. Böyle olunca, projeye katılmamam için deli olmam gerekiyordu.
 


Hilal Türk çizgili tarihinin en kült karakterlerden biri. Peki sizin için bugün ne anlam ifade ediyor?
Hilal, ilk çizildiği zamanlarda -90’lı yollardan bahsediyorum- ağır küfür eden, seksapeli bol liseli huysuz bir lolitaydı. Başına buyruk ve oldukça asi liseli kız karakteri ile oldukça marjinal bulunuyordu; şimdi ise böyle olmak normal haline geldi. Hilal ile zaman içindeki aramdaki bağa gelince... Hilal’i ilk çizdiğim yıllarda, 23 yaşlarında olduğum için liseli aşkını betimlemek, güzel ve hoş olabiliyor; ama yaşınız bir hayli büyüyünce ona hala liseli aşkım demek garip kaçıyor. O benim için artık tamamen bir çizgi roman kahramanı. Ben onu var eden kağıt ve mürekkebe aşığım sanırım, onlar bana O’nu yaratmam ve yaşatmamda aracı oldukları için aslen çizgi romana aşığım, O’dur sevgilim.
 


Bugünlerde herkes Black Mirror gibi dizilerin çağımızın distopyaya evrilen alanlarına parmak basmasını hayranlıkla izliyor. Halbuki Psikoz Hikayeleri'nde çok daha sarsıcı karelere ve öykülere şahit olmuştuk. Hilal gibi Psikoz Hikayeleri'ni de toplu yayınlamak gibi bir planınız var mı?
Psikoz Hikayeleri, Hilal’den sonraki ikinci kalp ağrım. Benim için en az Hilal kadar içsel ve özel bir seri. Psikozun ilk kitabı iki seneden fazla oluyor hazırlanalı, yayın evimde ve basılmaya hazır ama Hilal’in öncelikli bekleyen serisinin arasında bu seçkiyi doğru zamanda raflarda okuyucuya sunacağız.

Türkiye'de çizgi romanlara -özellikle sinema filmlerinin de etkisiyle- giderek artan bir merak var. Yerli piyasaya bu ilginin dönüşü ne ölçekte?
Açıkçası bizde yerli çizgi roman piyasası olmadığı için böyle bir etki son derece cılız kaldı. Ama şu da var tabii, çizgi romancılığın bir havası ve bir forsu oldu. Eskiden kendime çizgi romancı derken utanırdım, karikatüristim derdim çünkü anlamazlar ve anlatamazdım mesleğimi. Ama karikatürist de olmadığımı biliyorum. Küçümsemek için söylemiyorum; yazar ile şair nasıl ayrı ise bunlar da ayrı beceri ve hüner gerektiriyor ve ikisi birbirinden farklı sanatlar. Benim karikatür esprisi bulma yeteneğim yok, çok geliştiremedim, çizgi roman evreninde kaldı beynim. Yapıyor gibi yapmak da sizi karikatürist yapmıyor; o apayrı bir beceri ve pratik zeka gerektiren sanat dalı. Türkiye’de çizgi roman dergilerine gelince. Türkiye’de artık bolca yayınlanan yabancı çizgi roman örneklerinin de yardımı ile şimdiki gençler artık daha çok çizgi romana eğilim gösteriyorlar. 3-5 sene içinde yeni kuşağın bu eserlerden öğrendikleri ile yereli yeni çizgi roman eserleri üreteceklerini ve sayılarının onu yirmiyi geçeceğini düşünüyorum. Ama basılı ama dijital illa kendilerine bir mecra bulacaklardır.

Son olarak da şu anki gündemi sorup bu keyifli sohbeti noktalayalım.
Şu an öncelik Barbarella, Hilal ve Psikoz kitaplarım. Basılı veya dijital her platformda çizgi romanlar üretmeye de devam edeceğim.