Cahit Berkay, 55. sanat yılını 22 Ocak akşamı İş Sanat’ta kutluyor!

22 Ocak akşamı, İş Sanat Kuleleri’nde müzikseverleri nasıl bir konser bekliyor olacak?
Profesyonel müzik hayatıma 1965 senesinde Selçuk Alagöz Orkestrası ile başlamıştım. Önümüzdeki yıl, sahnedeki 55. yılım olacak. 22 Ocak akşamı, izleyicilere 55 yılın her döneminden eserler dinleteceğim. Birkaç tane de konuğum olacak tabii. Hüseyin Turan ve Ender Balkır halk müziğini, Şebnem Ferah ile Hayko Cepkin ise rock müziği temsilen o gece benimle birer şarkı söyleyecekler.

Üç kuşak, müziğinizle büyüdü. Geriye dönüp baktığınızda müzikte geçirdiğiniz 55 yıl için neler söylemek istersiniz?
55 yıl... Sahneye ilk çıktığımdan bugüne kadar memleket 21 Başbakan, 9 Cumhurbaşkanı görmüş. Müziğe ilk başladığımda mektup yazardık ya da telgraf çekerdik. Şimdi kol saatimle telefon konuşması yapabiliyorum. 55 yıl, çok uzun bir yolculuk. Bu süre zarfında elbette ben de değiştim. 17 yaşında bir delikanlı olarak başladığım yolcuğa 73 yaşında bir delikanlı olarak hala devam ediyorum :) Bazen konserlerde Dede - baba - oğul üç kuşak ile aynı anda fotoğraf çektirdiğimiz oluyor. Tarif edilemez bir mutluluk tabi. Fakat işin korkutucu bir tarafı da var. Bahsi geçen yarım asırdan daha uzun bir süre. Kendimi bir bu kadar daha çalabilecek kadar zinde hissediyorum ama matematik de net bir bilim. Ama kimsenin şüphesi olmasın, elim tuttukça, kulağım duydukça hep sahnede olacağım.

Çok uzun zamandır sahnedesiniz, dinleyici kitlesi üzerinde nasıl değişimler gözlemliyorsunuz?
55 yıldır dinleyici kitlesi elbette değişiyor. Bazen kendimce güzel yönde değişimler gözlemliyorum. Bazı değişimler ise gözüme hiç güzel gözükmüyor. Ama bu bence son derece normal. Zamanın ruhu diye bir şey var. Değişmeyen şeyler benim daha fazla ilgimi çekiyor. Gençliğin vermiş olduğu enerji hiç değişmiyor mesela. Bunca yıldır sahnede oluyor olmamın temel sebeplerinden biri bu. Karşıdan öyle güzel bir enerji geliyor ki, insan konserler bitmesin istiyor.
 

Bu arada Moğollar ile 50 yılı devirdiniz ve 50. yıl turnesi adı altında pek çok konser verdiniz ve vermeye devam ediyorsunuz. Turne nasıldı?
Moğollar ile 51. yılı da devirdik. Birlikte çalmaktan büyük keyif alıyoruz. Sırrımız bu bence. 50. yılımız kapsamında gerek Avrupa’ya gerekse de Türkiye’de verdiğimiz konserlerin hepsi çok keyifli oldu. Türkiye’de Rock müziğin ilk temsilcilerinden birisiniz. Günümüz yerli rock müziğini nasıl buluyorsunuz? Genelde beğeniyorum. Bana en çok sorulan sorudur, yeni gruplardan kimleri beğeniyorsunuz diye. Ben de hep sevdiğim yeni grupları sayardım, Mor ve Ötesi, Duman, Pentagram vs. diye. Bizim menajerler benimle dalga geçiyor o grupların en yenisi 20 yıllık diye :)) Son birkaç yıldır memleketin dört bir köşesinde bolca festival oluyor. Birkaç kuşak müzik grubu aynı sahneyi paylaşıyor. Alana erken gittiğimizde yeni grupları oralarda dinleme şansım oluyor. Beğendiklerim de oluyor aralarında. Ama aklımda tutamayacağım isimleri var :)))

Unutulmaz film müziklerinin bestecisi olarak mı yoksa Moğollar ile mi anılmak sizin daha çok hoşunuza gidiyor?
Sinema benim için bir tutku. Hasbelkader Türk sineması içinde bir yer edinmiş olmak tarif edilemez bir mutluluk ve gurur. Moğollar, Türk müzik tarihinin önemli bir grubu. Her konser ayrı bir keyif, ayrı bir heyecan. İkisini birbirinden ayırmak pek mümkün değil bence. 2020 planlarınızdan ve yeni projelerinizden de bahseder misiniz? Çalmaya devam edeceğim. Bol bol konser yapacağız. Bir de epey eskiz birikti elimde. Yeni şarkılar da gelebilir gelecek sene. Ayrıca sevgili Murat Beşer ile bir “anılar” kitabı hazırlamaya başladık. O kitap da 2020’de çıkacak. 55. yıla özel bir albüm planım da var.