Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
08/09/2020

Özgün tarzıyla dikkat çeken Martino ile ilk albümü 11:23 üzerine konuştuk

Universal Müzik etiketiyle ilk albümü “11:23”ü yayınlayan Martino, radarımızda. “11:23” albümünün prodüktörlüğünü Türkiye’nin en önemli müzik prodüktörlerinden biri olarak gösterilen VEYasin üstlenmiş.

Bize öncelikle kendinden bahsedebilir misin?
Merhaba, ben Martino. Şarkıcı ve söz yazarıyım. 1998’de Milano’da doğdum. Yarı Türk yarı Rus’um ve üniversiteye gidene kadar Antalya’da yaşadım. Konservatuarda keman eğitimini ve ODTÜ İnşaat Mühendisliği’ni yarıda bırakmak ve sonra tekrar müzik okumaya başlamak gibi olaylar içeren, hareketli bir akademik hayatımın olduğunu söyleyebilirim. Başlarda müziğimi şekillendirmede, kim olduğuma karar verdiğim yer olan Ankara ve canım okulum ODTÜ’nün çok etkisi oldu. Şu an sadece, ufkumu açarak bana yaşadığımı hissettirecek yeni işler, eserler ve fikirlerin ardından koşarak üretmeye devam eden biriyim.

Müzisyen bir ailede yetişmek müziğini nasıl etkiledi?
Ailemin müzisyen olması bana en başta disiplini ve saygıyı öğretti diyebilirim. Müziğe, kompozisyona ve icraata saygı duymak ve kendinden öte bir aşkla çalışmak, gördüğüm klasik eğitimin de temel taşı. Sizden önce yaşamış kişiler ve ekollere gelenekçi olmadan da hürmet edilebilir. Her gün saymakla bitmeyen saatler dolusu çalışmak, okumak ve bunu bir gün “olmuş” olmak için değil, müziğin enginliğinde bir yaşayış biçimi olarak benimsemek; her gün karşılaştığım bir olaydı. Böylesine bir adanmışlık görerek büyüdüğüm için şanslı hissediyorum. Şunu da belirtmek isterim ki ailemdeki herkes işini severek ve isteyerek yapmak gibi büyük bir lükse sahip. En çok da bu nedenle sevdiğim işi yapıyorum. İşin teorik kısmında ise, müzik okumuş ve hala da okuyor olmak, birlikte çalıştığım insanlarla kurduğum iletişimdeki kaliteyi baya yükseltiyor. Bu işin kullanılmak zorunda olmasa da bir matematiği, teknolojiyle sürekli evirilen de bir dili var. Bunu anlayıp konuşabiliyor olmak hayatı kolaylaştırıyor.
 



İlk albümün 11:23 hakkında neler söylemek istersin? 
11:23, aslında bir çeşit “merhaba” niteliğinde. Birçok kariyer planı değiştirdim ve gerçekten yapmak istediğim işi ve kendimi bulmam ve kabullenişim uzunca bir süre aldı. Bu nedenle istediğim ve sevdiğim şekilde üretmek ve bunu paylaşabilmeye, bu şekilde geçmesini dilediğim bir hayata, paylaşacağım kişilere verdiğim bir selam gibi bir noktada benim için. 11:23, aslında ufak bir albüm ve sadece 7 şarkıdan oluşuyor. Çeşitliliği fazla ancak kendi içerisinde tutarlı bir çizgiye sahip olduğunu düşündüğüm bir iş olduğunu söylemek isterim; bir bakıma keşif ve merak dolu bir yolculuğun nişanesi. Başta prodüktörüm, mentorum ve biricik dostum VEYasin, Ekin Eti, Çınar Can İçli, Emirhan Özer, Tolga Böyük, Tufan Aydın olmak üzere daha birçok oldukça iyi müzisyenle çalışıp, saymakla bitmeyecek kadar iyi müzisyen dostumla da fikir alışverişinde bulundum. Hepsine sevgim ve saygım sonsuz, buradan da tekrar teşekkür ediyorum. Şarkılarını dinlediğinde farklı sound’un dikkat çekiyor.

Sen sound’unu nasıl tanımlıyorsun?
Şarkılarımın sound’unu, VEYasin’in tartışmasız ustalığının sadece bir yansıması olarak görüyorum. Bu albüm yapılırken çok fazla güzel sohbet edildi ve iyi bir miktar kafa patlatıldı. Sound, aslında R&B olarak kategorize ediliyor. R&B de vizyon olarak bizim toprağımızda kendi karşılığını bulan bir müzik türü ancak her şeyde olduğu gibi bu alanda da keskin çizgi ve ayrımlar yerini disiplinler arası senteze bırakıyor. Bizim gönlümüzden geçen, Hip- Hop kültürünü o kadar da sık karşılaşılmayan bir dokuda dinleyiciyle buluşturmak oldu.

“Kül Olsun” şarkısına çektiğin klibi anlatır mısın?
Çalıştığım ekip, her an elimden tutan ve kendi yaratıcı gücünü ve bilgisini asla esirgemeyen kişilerden oluşuyor. Bu ruhu deneyimlemek yaşadığım en iyi şeylerdendi. Diğer yandan yaptığım işten memnunum ama asla tamamıyla tatmin olmuş değilim; olacağımı da düşünmüyorum. Kül Olsun klibinin bu muhteşem insanları tanımama vesile olmasından dolayı çok mutluyum.
 



Bundan sonrası için planlar neler?
Beni bundan sonra üretip yayınlamaktan başka bir şeyin beklediğini düşünmüyorum. Aklım ve imkanlarım yettiğince yazıp söylemeye devam etmek istiyorum. Yakın tarih için ise şunu söyleyebilirim, yeni işlere hazırlıklı olunuz!