Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
17/08/2020

Rap müziğin yeni isimlerinden Pars Ahnas, teklisi Lanet'i Postkolik'e anlattı

Underground rap camiasında adını her geçen gün daha fazla duyuran Pars Ahnas, yeni teklisi Lanet’i Garaj Müzik etiketiyle geçtiğimiz ay yayınlandı. 23 yaşındaki müzisyenle, yeni şarkısını ve müzikle ilgili planlarını konuştuk.

Bize öncelikle kendinden bahseder misin?
23 yaşındayım, doğduğumdan beri İstanbul’dayım. Bu şehrin sosyo-kültürel çeşitliliğini çok yakından gözlemleyebildim. Ki bunun üzerine lisans eğitimimi de tamamlamak üzereyim. Müziğimin temellerini atmamda İstanbul’un payı çok büyük. Benim asıl ilgi odağım şiirdi, hastalık derecesinde Yusuf Hayaloğlu ve Ahmed Arif okurdum. Rap müzikten haz aldığımı fark edince, bu şiirsel yazıları ritmik bir hale dökmeyi denedim. O günden beri beni rahatsız eden her şey şarkılarımın teması. Ergenlik dönemlerinde daha duygu yüklü, aşka dönük söylemler yazarak başlayan bu süreç zamanla sokağa, topluma ve tümüyle dünyaya dönük bir eleştiri halini aldı. Sonuç olarak da bugün dinlediğiniz kalem ortaya çıkmış oldu.

Yeni şarkın Lanet’in hikayesi nedir?
Aslında hiçbir şarkımın tek bir hikayesi yok. Gözlem ve deneyimlerimin bütünü olarak görüyorum hepsini. Lanet, benim için daha disstrack; daha protest bir tada sahip. Sound yalnız başınayken yaz şarkısı ya da eğlenceli bir içerik gibi hissettirse de az önce bahsettiğim “sıkıntılarımı yazma” durumu gerçekleşince farklı bir hal aldı. Lanet’i yazarken müziğe karşı umutsuz ve hayat şartlarının zorladığı bir dönemdeydim. Doğal olarak tüm anlatım bunun üzerine oldu.
 



Şarkının üretim süreç nasıldı, kimlerle çalıştın?
Yıllardır Studio Circus’la çalışıyorum. Rahat hissederek müzik yapabilmem için, çalıştığım insanlarla aile bağına yakın ilişkilere sahip olmam gerekiyor. İlk kez birlikte çalıştığım ama uzun süredir takip edip yeteneğine inandığım bir kardeşim var, Diyarbakır’da ismi Acnatro. Acnatro, beati yollar yollamaz; bir saatten az sürede Lanet oluştu. Mix & Mastering işlemleri yine Özgür Öztürk’e ait. Çoğunlukla aranjörüm olan sevgili Can VS’nin de süslemeleriyle ortaya böyle bir şey çıkardık.

Ülkemiz rap müzik sahnesi yoğun bir rekabet içinde. Genç bir rap müzisyeni olarak ulaşmaya çalıştığın nokta nedir?
Hiçbir stream’in, sanatçı duruşundan daha pahalı olduğuna inanmıyorum. Önceliğim bir sanatçı duruşu sunabilmek. Bu konuda çok müzisyenle kutuplaşıyoruz. Sosyal medyada ve dijital dünyada bir rekabet var doğru. Bu asla övünmek veya kendimi/-zi üste çıkartmak için söylediğim bir şey değil, ama Türkiye’deki birçok Rap sanatçısıyla rekabet alanımız ortak değil. Ben hep bu müziğin pis, sakil ve sokak tarafındaydım. Kaygılarımız da kavgalarımız da aynı değil. Dediğim gibi yıllardır benim için sorun olanları şarkı yapıp; dünyaya aynı pencereden baktığımız, aynı sorunlardan dert yandığımız insanlarla birlikte olmak harici hiçbir hedef koymuyorum kariyerime.
 



En beğendiğin rap müzisyenleri kimler?
Beğenmekten de öte fanatiği olduğum iki isim var, Gazapizm ve Çağrı Sinci. Bahsettiğim sanatçı duruşu, müzik tarzı ve dünya görüşlerine bir hayranlık beslememin yanı sıra gündelik hayatımda da ağabeyim olarak gördüğüm insanlar. Müziğiyle çok gurur duyduğum arkadaşlarım da var. Beni dinleyip seven herkesin aynı duyguyu Gabri, Set ve Mackberk gibi isimlerde de yaşayacağına inanıyorum. Şu an daha yakın temasta bulunduğum Reva Seyyale ve Doğu Tan da demo süreçlerini bitirince, özellikle Underground’da dikkat çekecek diye düşünüyorum. İşin prodüksiyon kısmında ise Can VS, Okan Çam ve Berkin Laleli muhteşem işlere imza atıyor son zamanlarda.

Bundan sonrası için planların neler, yeni teklilerle mi yola devam edeceksin, yoksa yolda yeni albüm olacak mı?
Albüm yapmak benim gözümde evlat sahibi olmak gibi bir şey. Hayal ettiğim albüm, çok büyük bi’ manifesto niteliği taşırken aynı zamanda prodüksiyon açısından da kusursuz olmalı ki evladım gibi sahiplenebileyim. Bu maddi olarak kolay olmadığı gibi, büyük bir odaklanma ve ekip çalışması da gerektirdiği için gündemime alamıyorum şuan. O dönemece daha var diye düşünüyorum. Şimdilik seri üretimle tekli sunma taraftarıyım. Tekli süreci bittiğinde 3-4 aylık bir inzivaya çekilip albüme odaklanmak istiyorum. Müzik konusunda çok zor tatmin oluyorum, single projeyi finallememiz 2-3 ay sürüyor bazen. Albüm belki 30 yaşıma bile kalabilir :)