Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
DİZİ
06/11/2020

HBO imzalı finans dizisi Industry, 10 Kasım'da Digiturk'te başlıyor

10 Kasım'da ilk bölümü Digiturk'te ekrana gelecek yeni HBO dizisi Industry, Londra'daki bir yatırım bankasında çalışabilmek için birbirleriyle kıyasıya bir rekabete girişen bir grup gencin hikayesini konu ediyor.

2013’te, Londra’da bir yatırım bankasında, genç bir Alman stajyer, banyoda düşüp ölmüştü. Diğer stajyer arkadaşları, iki hafta içinde sekiz kere, gece boyunca çalıştığını söylemişlerdi. “Bu haber bana hepimizin yaşadığı gizli hayatları düşündürttü,” diyor İngiliz yapım şirketi Bad Wolf’un eş kurucusu Jane Tranter. “Hepimiz ara sıra suda huzurla yüzen bir kuğu gibi görünebiliriz ama suyun altında ayaklarımız deli gibi çırpınıyordur. Dramın en iyi yaptığı şeylerden biri, o kapağı kaldırmaktır.” O trajik ölüm, HBO’nun yeni sekiz bölümlük dram dizisi olan Industry’nin ilk kıvılcımı oldu. Geleceklerini güvence altına almak için çabalayan, hırslı, 20’li yaşlardaki insanların gözünden anlatılan ve uluslararası para piyasalarının acımasız dünyasında geçen dizi, Londra’nın en iyi yatırım bankalarından birinde, sınırlı sayıdaki kalıcı pozisyonlardan birini kapmaya çalışan bir grup genç yeni mezunu konu alıyor. “O yaşlardaki insanların bazı şirketlerin elemanlarını çalıştırdığı kadar uzun ve saçma saatler boyunca çalışmalarına neyin sebep olduğunu öğrenmek istedik,” diyor Tranter. “Bu onlara kendilerini hangi noktada daha iyi ya da daha kötü hissettiriyor? Ve bu genel olarak kültürümüz hakkında neler anlatıyor? O yüzden dizinin adı Industry yani Sektör.”
 



Tranter, almak, satmak ya da içeriden bilgi almak gibi belirgin finansal hikâyelerle ilgilenmiyordu. Daha çok, Londra, New York veya Hong Kong’un finans merkezlerindeki o kulelerde, o kocaman camdan binalarda çalışmanın nasıl bir şey olduğunu bilmek istiyordu. “Industry’de anlatılan şeylerden biri de, onun herhangi bir yerdeki herhangi bir iş yerine çok benzemesi. Herkesin bir patronu var ve patronlarının da bir patronu var ve herkesin çalışma arkadaşları var. Özellikle bu piyasadaki ortam çok rekabetçi ve bu da harika bir dram dizisi konusu oluyor ama asıl konu bunu, birçok çalışma deneyimi için bir küçük evren olarak kullanmak.” Tranter bu fikrinden, Los Angeles’taki iş arkadaşı Ryan Rasmussen’e bahsetmiş. O da yazarlar Mikey Down ve Konrad Kay’le irtibat hâlindeymiş. Down ve Kay üniversitede birlikte okumuşlar sonra da Londra’da iki farklı bankada çalışmaya başlamışlar. Yeterli ve gerekli deneyimleri ve anlatacak hikâyeleri varmış ama onlar daha yeni yazarlarmış. Tranter’ın dediğine göre şanslarına, HBO başkanı Casey Bloys’un ve kendisinin aradığı şey de tam olarak buymuş yani yeni sesler ve yeni bakış açıları. “Yeni yazarlar bulacağımıza karar vermiştik. Aktörlerin oyunculuk okulunu daha yeni bitiren, ilk kez oyunculuk yapacak kişiler olmasına, yeni yönetmenler, her bölümün başında yeni insanlar kullanmaya karar vermiştik. Bu, herkese fırsat sunacak bir iş olacaktı ve o ilk defa yapılan iş duygusunu, bütün dizinin içinde yansıtmış olacaktık.”
 



Down ve Kay’in yenilikçi fikri, hızlı finans dünyasını bir karakter dizisiyle anlatmaktan geçiyordu. “Kafaya takmıştık,” diyor Konrad Kay, “Borsa salonunun insanları araştırmak için antropolojik bir yer olması fikriyle aklımızı bozmuştuk. Günde 12 saat, zorla birbirinin yanında oturtuluyorsun, son derece gergin bir ortam, size yeteneğinize göre bir bölüme atanacağınız sözü veriliyor ama bu son derece hiyerarşik bir düzen. Bunu otantik bir şekilde yakalayabilirsek, tam anlamıyla bir dram dizisi çekebileceğimizi düşündük.” Tabii yine de hepsi, daha önce de finans piyasası hakkında çekilen diziler olduğunu biliyordu. “Finans hakkında çekilen diziler genelde a) Çok sıkıcı oluyor çünkü o dünya gerçekten çok sıkıcı olabiliyor veya b) Genelde yukarıdan aşağı bakıldığı için başka bir şeyin türevi oluyorlar.” diyor Down. “Bizim asıl ilginç olduğunu düşündüğümüz şey, aşağıdan yukarı bakılmasıydı. Yani genç insanların gözünden bakılıyordu. Orası, içeri girdiğin andan itibaren tam gelişmiş bir insan olmanın beklendiği nadir iş yerlerinden biri.”
 



Down ve Kay, birbiriyle hiç benzeşmeyen yabancılardan oluşan bir oyuncu kadrosu kurdu ve sadece bazılarının kalıcı iş olarak şirkette devam edeceği rekabetçi bir süreç olmasından dolayı o kişilerin her an dost ve rakip olmalarını sağladılar. Çok ilgi çekici olmak için sevimli veya titiz olmalarına gerek yoktu: “Bizim olayımız şuydu. Bu 21 yaşındaki çocuklar hakkında bir konu yazıp onları yetişkinlerin yanında ekranda gösterirsen, anında bir empati duygusu oluşur. Tanrım, bunlar ormana bırakılmış bebekler diye düşünürsün. Bu saçma makinede küçük çocuklar bunlar. Biz de finans sektöründe çalışırken işte aynen böyle hissetmiştik.”