Nedir bu Rainbow Food?

Henüz ülkemize uğramamış olmasa da, Amerika ve İngiltere’de şu sıralar en revaçta olan yemek trendlerinden biri rainbow food. Yiyeceklerin gökkuşağı tonlarında farklı renklere bezenmiş halleri inanılmaz ilgi görüyor ve adeta sosyal medya fenomeni haline gelmiş durumda. Instagram’da #rainbowfood hashtag’ine günde yüzlerce yeni fotoğraf ekleniyor. Tumblr ve pinterest gibi platformlarda ise aramadığınız kadar gökkuşağı atıştırmalık sayfası var! Şu an sushi’den bagel’a hamburgerden pastaya kadar aklınıza gelecek her şeyin gökkuşağı formlu hali var. Peki bu modanın böylesi bir sosyal fenomene dönüşmesinin ardında yatan sebepler neler?

Akla gelen ilk neden, elbette bu yiyeceklerin görsel şatafatı. Özellikle de her yediğimizi paylaştığımız, #foodporn hashtag’inin çağında, gökkuşağı gıdalar fazlasıyla orijinal görünümleriyle takipçilerden normalin üzerinde ilgi görüyor. Amerika’nın önde gelen gazetelerinden Washington Post’a göreyse, renkli yiyeceklerin patlamasında yeni milenyumla beraber değişen yemek trendlerinin payı oldukça büyük. Amerika’nın 2000’lerin ilk yıllarından itibaren obeziteyle savaş konusunda giriştiği mücadele, halkın yiyecek kültürüne ciddi manada sekte vurdu. Sağlıklı beslenmenin tanımı net olarak yapılamadığı ve sınırları her kafadan çıkan ayrı sesler yüzünden bir türlü çizilemediği için, yemek kültürünün aynı zamanda keyif verici bir unsur olduğu unutuldu. Bu yüzden de yemekleri ilginç ya da lezzetli kılan pek çok şey, menülerden uçurulmaya başlandı.

Washington Post’un analizine göre 2010’lara geldiğimizde ise, Amerika’nın sağlıklı yaşam obsesyonu, adım adım keyifsiz yemek düzenlerine dönüştü. İşte tam da bu noktada devreye giren “orijinal” Amerikan atıştırmalıkları ve yemeklerini gıda boyalarıyla birer gökkuşağına dönüştürme trendi, insanlardan fazlasıyla pozitif tepki aldı. Sağlıklı yaşam bariyerlerinin ardında kalan yemeklerin eski şaşalı günleri, gökkuşağı gıdalar sayesinde geri döndü ve bu geri dönüşün önü alınabilecekmiş gibi durmuyor!

Amerikan Gıda ve Endüstri Komisyonu’nun yaptığı anket ve araştırmalara göre, tüketiciler yedikleri yiyeceklerin görünümlerini o yiyeceklerden aldıkları keyfin önemli bir ölçeği olarak görüyor. Yapılan anketler sonrasında, özellikle de bazı renklerin farklı tatları direkt olarak çağrıştırdığı da ortaya çıkmış. Tatlı ürünlerde kırmızı ve pembe rengin, ekşi ürünlerdeyse yeşil ve sarı rengin insan beynine direkt mesajlar gönderdiği ve bu renklerle ilişkilendirilen gıdaların boyanmış halleri tüketildiğinde, çok daha yüksek oranda tatmin sağladığı klinik ölçümlerle de kanıtlanmış. Uzun lafın kısası; beynimiz yediğimiz her şeyde tat ve koku kadar renge de önem veriyor.

2014 yılında NCBI (National Center for Biotechnology Information) tarafından yapılan bir sosyal deney, renk değişiminin etkisini daha net gözler önüne seriyor. Mesaili çalışan 50 denek üzerinde yapılan bu araştırmada, öğle yemekleri ve kahve molası atıştırmalıkları bir gruba gökkuşağı renklerde sunulurken, diğer gruba günlük alışkın olduğumuz renklerde sunulmuş. Tam altı ay süresince kontrol altında tutulan deneklerden elde edilen veriler oldukça ilgi çekici.

Gökkuşağı gıdaları tüketen grubun işyerinde çalışma motivasyonu ve başarısı diğer gruba göre yüzde 18 oranda artmış. Gıdaları normal renklerinde tüketen ekibin birbirleriyle tartışma oranı diğer ekibe göre yüzde 26 oranda daha fazlayken, grup çalışması verimliliği yüzde 12 oranında daha düşük çıkmış. Görünen o ki gökkuşağı gıda çılgınlığı uzun yıllar devam edecek. 20 yıldır gökkuşağı ürünler satan Brooklyn’deki The Bagel Store, bu akımın belki de en köklü uygulayıcısı. Ancak gökkuşağı gıda fenomeni öyle bir noktaya geldi ki, artık neredeyse her yiyeceğin rengarenk versiyonu piyasaya çıktı ya da çıkışına gün sayılıyor. Eminiz pek yakında bu moda ülkemizde de patlamasını yapacak!