Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
07/01/2022

Lahza ve Kenan Doğulu, İş Sanat için 28 Ocak'ta aynı sahnede

Cenk Erdoğan ve Mehmet İkiz’in ortak projesi Lahza, özel bir performans için Kenan Doğulu ile bir araya geliyor. İş Sanat’ın 22. sezonu için 28 Ocak akşamı Maximum Uniq Hall’da gerçekleşecek konseri Lahza'dan dinledik.

Neredeyse iki yıllık bir gecikmenin ardından, 28 Ocak akşamı Kenan Doğulu ile aynı sahnede olacaksınız. Bu konser için neler söylemek istersiniz?
C.E:
Tüm dünya olarak tabii ki çok zor bir dönemden geçtik, hala da geçiyoruz, bunun en sıkıntılı yansımalarını da sanıyorum ki müzik camiası üstlendi. Pandemi döneminden önce bu proje için çok heyecanlıydık ve kafamızda bir sürü planlar yapmıştık ama çok şükür ki bugün geldi ve bu konseri gerçekleştirebiliyoruz. Lahza, sahne üzerinde doğaçlama olarak müzik yapan ve sahnenin nabzını tutmaya çalışan bir grup. Bu gruba Mehmet İkiz’in de, benim de çok büyük hayranlıkla takip ettiğimiz, severek dinlediğimiz ve bence Türk pop müzik camiası için mihenk taşı olan Kenan Doğulu’nun eklenmesi bizim için çok büyük heyecan kaynağı.

Maximum Uniq Hall’da izleyicileri nasıl bir konser bekliyor, ne gibi sürprizler var? 
M.İ: Kenan Doğulu müziği tabii ki üç kişi ile çalınması çok zor bir müzik. Neredeyse her bestesinde mutlaka enteresanlıklar yaratmış ve bunu müzikal bir şekilde yaparak pop müziğinin standart giden aranjmanlarını bozmuş bir sanatçı. Lahza olarak Kenan Doğulu’nun en sevdiğimiz parçalarını aldık ve onları nasıl çalabileceğimizi düşündük ve Kenan’la beraber provaları yapmaya başladık. Bu konsere gelenler Kenan Doğulu’nun ne kadar iyi bir enstürmanist olduğunu ve enstrümanla ifadesinin de sözleri kadar güçlü olduğunu görecekler. Lahza açısından da çok bilinen formları kırmak epeyce zordu ama üstesinden geldiğimizi düşünüyoruz.

 




Müziğinizle henüz tanışmamış olanlar için nasıl bir araya geldiğinizi anlatabilir misiniz?
C.E: Mehmet’i ikinci üniversite yıllarında bir okul konserinde ilk kez izlemiştim ve ismin aklımın bir köşesine yazmıştım. Bir gün geldi ve kendisine mesaj attım dedim ki, “Yıllar oldu seninle hiçbir yerde karşılaşmadık ama Türkiye’ye gelirsen tanışmak ve çalmak çok isterim.” “1 ay sonra geliyorum, ben de çok isterim” dedi ve buluşup yemek yedik yemekten sonra kafalarımızın çok tuttuğunu gördük ve inandık. Hemen bir tane konser ayarladık. Mitanni isimli küçük bir caz kulübünde buluştuk provasız ve sadece davul gitar şeklinde çalmaya başladık. Doğaçlama müzik yapmaya başladık ve o gün bugündür de dünyanın farklı yerlerinde bir sürü konser verdik. Toplamda da iki albüm ve iki de single yayınladık.

Lahza’nın canlı performansları oldukça seviliyor. Bunun belki en önemli nedeni müziğin sahnede doğaçlama bambaşka yerlere sürüklenmesi. Bu size sahnede neler hissettiriyor?
M.İ:
Aslında her sahne birbirinden farklı olduğu gibi, her performansın da farklı olması gerekiyor. Lahza, küçük bir caz kulübünde dinleyici ile nasıl iletişim kuruyorsa büyük bir konser salonunda da aynı şekilde iletişim kurmaya çabalıyor ancak izleyicinin enerjisi lahza performansını son derece hızlı bir şekilde etkiliyor ve sahne üzerinde ona göre şekillendiriyor. Lahzanın üçüncü bir üyesi de izleyici diyebiliriz onlardan gelen elektrik sayesinde biz de sahnenin nabzını hissediyoruz ve değişkenlik gösteren performanslar yapıyoruz, bu da bizim müziğimizin en büyük avantajı.

Son olarak Lahza II’yi yayımlamıştınız. Yeni albüm çalışmalarına başladınız mı?
C.E:
Evet, yakın zamanda yeni albüm için çalışmalara başlıyoruz. Bu sefer kafamızda biraz değişik bir şeyler yapma fikirleri var, ancak hep söylediğim gibi doğaçlama müzik çalan bir grup için kervan her zaman yolda dizilir. Biz de küçük küçük fikirlerle girip müziğimizi büyütüyoruz. Duracak bir grup değiliz, kim bilir bir bakmışsınız belki Kenan Doğulu’yla kayıt yapmışız. Lahza dışında da kişisel olarak önemli işlere imza atıyorsunuz.

 




Şu sıralar gündemlerinizde neler var?
C.E:
Yakın zamanda “Aranağme” isimli yaylı tanbur albümüm yayınlandı şu an henüz onun keyfini sürüyorum. Dinleyicilerden çok olumlu yorumlar aldım. Hemen ardından İspanyol Flamenco gitaristi Rycardo Moreno ile yaptığım albüm şubat ayında yayınlanacak, ardından ise kendim için çok önemli saydığım -sürpriz olsun- bir projeyle dinleyicilerimle buluşacağım. Sonuna kadar çalışmaya devam ediyorum.

Ülkemizde caz müziğe olan ilgide son yıllarda gözle görülür bir artış var. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
M.İ: Ülkemizde caz müziği sevenlerin ve konserlerine gelenlerin artması çok umut verici. Her zaman ifade ettiğim şekilde, dinleyicinin olmadığı bir yerde müzik çalmanın da hiçbir manası olmadığını düşünüyorum. Canlı müziği destekleyen dinleyici sayesinde motive olan bir müzisyen güruhu var. Bu durum keyifle artıyor ve biz müzisyenler bundan dolayı çok mutlu oluyoruz, daha fazla katılım ve daha büyük aktiviteler bekliyoruz dinleyicilerden. Tabii ki şartları ve durumları biz de sanatçılar olarak görmekteyiz ama hayata bir yerlerden tutunmak zorundayız.