Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
19/11/2017

Nilipek, yeni albümü Döngü'yü Postkolik’e anlattı

Yeni nesil alternatif müziğin ülkemizdeki iddialı temsilcilerinden biri olan Nilipek ile ikinci solo allbümü Döngü'yü konuştuk.


Öncelikle yeni albümün hayırlı olsun. Döngü'yü bize nasıl anlatırsın, ilk albümünle kıyasladığında ne gibi farklar var?
Teşekkürler. İlk albümde hayatın getirdiklerini daha sakin karşılayan, akıp giden olaylara kendince çözümler bulan, biraz daha içine kapanık şarkılar vardı. Kimseyi suçlamadan, kimseye dokunmadan hayatına devam etmeye, çiçeklerini sulamaya, çayını içmeye çalışan bir karakterin ağzından çıkıyordu sözler. İkinci albüm, müzikal olarak da sözel olarak da biraz daha anlayan, fark eden, suçlayan ve hatta bağıran şarkılara sahip. Düzenlemelerin ilk albüme göre biraz daha progresif olduğunu söyleyebilirim. Bir de bu albümde çaldığımız her şeyin duygusal olarak ne ifade ettiğine ve neyi temsil ettiğine biraz daha odaklandık. Eskisi kadar umutlu değilim, değiliz, bu albüm de değil. Ama yine de tünelin ucunda titreyen bir ışık var, onu da yok saymıyorum.

Albümünün adı niçin Döngü?
Çünkü albümün hikayesi hayatımızda kendini tekrar eden döngülerden ilham alıyor. Kendi hayatlarımızda küçük masallar ve fabllar yaratıyor; çevremizdeki insanlara onların haberleri olmadan roller biçiyoruz. Bunları biz yapıyoruz yapmasına, ama bütün bunların yarattığı döngünün yine kurbanı oluyoruz. İşin kötü tarafı, hayat git gide daha hızlı değişiyor ve hayat değiştikçe bu döngülerden çıkılmıyor. Tam tersi döngüler küçülüyor ve tekrar tekrar aynı şeylerle karşılaşmaya başlıyoruz. Hafızamız git gide zayıflıyor, kontrolümüzün dışına çıkan, ama aslında tekrar eden olayların içinde yolumuzu bulamıyoruz. Albüm bunu anlama sürecini hikayeleştiriyor. Döngü 1 ve Döngü 2, aslında hikayeyi anlatan, daha doğrusu hikayeyi karaktere hatırlatan şarkılar.
 


Albümdeki şarkıların hemen hepsi sana ait. Bize biraz şarkıların yazım sürecinden söz eder misin?
Evet, albümde ikisi dışında tüm şarkılar benim. Eskiden söz ve müzik biraz daha beraber gidiyordu. Başta bir melodi buluyor, sonra zamanla ukuleleyle ve gitarla oynadıkça ve hep beraber çaldıkça onu değiştiriyordum. Özellikle bu albümde o süreç biraz değişti, sözlerle daha çok oynamaya ve kendimi önce sözel olarak ifade etmeye başladım. Aslında şöyle oluyor; duygusal bir yoğunluk yaşadığım zaman, bir olayın üzerine, sözleri yazıyorum. Yoğunluk geçtikten sonra biraz daha uzaktan bakıp gitarla, ukuleleyle ya da klavyeyle şarkı haline getirip ufak bir demo hazırlıyorum. Sonra birlikte çaldığım arkadaşlarıma atıyorum, şanslıyım ki birbirimizi anlayabiliyoruz. Stüdyoda çalışmaya başladığımızda çoğunun aklında zaten bir şeyler canlanmış oluyor.

Yeni albümünde kimlerle çalıştın?
Döngü’de gitarları Can Aydınoğlu, tuşluları Ozan Tekin, basları Umut Çetin, davulları da Berkay Küçükbaşlar çaldı, bir şarkıda da Özgün Semerci bize banjosu ve lapsteeliyle eşlik etti. Düzenlemelerin çoğunu grupça, hep beraber yaptık. Can Güngör’ün ve Can Aykal’ın hem teknik hem müzikal katkılarını da saymazsam olmaz, kayıt sürecinde sadece hayalini kurabileceğimiz birçok şey onlar sayesinde gerçekleşti. Şarkıların miksleri Berkant Kılıçkap, Emre Nişancı ve Umut Çetin tarafından yapıldı, mastering ise Everett Young’a ait.
 


Favori şarkıların hangileri? Hangi şarkılar için klip çekmeyi düşünüyorsun?
Bu soru çalışmadığım yerden geldi J İnan bilmiyorum. Şarkıların hepsi bir olaya bağlı olduğu, bir duygusal halden çıkmamı sağladığı için favori belirleyemiyorum, ama Ok ile özel bir bağım var diyebilirim, biraz düzenlemesiyle alakalı. Aklımda tek tek kliplerden ziyade, bir hikaye anlattığı için, albümün bir bütün olarak görsel hale getirilmesi vardı. Galiba hala da o fikirden çıkabilmiş değilim, o yüzden şarkıların ayrı ayrı kliplenmesi kafamda bir şey canlandırmıyor.

Konser takvimin şekillenmeye başladı mı?
Evet, 28 Kasım’da Babylon’da albüm lansman konserimiz olacak, o zamana kadar hazırlıklarla geçecek. Hemen sonra 2 Aralık’ta Volkswagen Arena’da hayranı olduğum Büyük Ev Ablukada ve Jakuzi ile birlikte sahne alacağız. Aralık ayı boyunca da farklı şehirlerde lansman konserlerine devam edeceğiz.

Sabah'ın yayınlamasının üzerinden iki yıl geçti. Bu iki yılda hayatında neler değişti?
Sabah yayınlandıktan sonraki iki yıl boyunca hayat bana hiç hazırlıklı olmadığım şeylerle geldi J Üniversitedeki işimi bırakmayacağımı düşünüyordum, ama bırakmak daha mantıklı oldu bir anda. Asla tahmin edemeyeceğim şekilde Can Güngör ve Can Levi ile ortak stüdyo kurduk, dövme yapmaya başladım. Güzel dostlar edindim, güzel müzikler dinledim, nispeten daha düşünerek hareket etmeyi, ama daha az korkmayı öğrendim.

Bundan sonrası için planların neler?
Daha fazla müzik ve daha fazla müzik. Her yere gidip çalmak istiyorum, yeni şarkılar yapmak istiyorum. Farklı tarzlar denemek, gruplarda farklı roller almak istiyorum. Bunları hep istiyorum ama genelde sadece bir kısmına vakit oluyor.